Usta tiyatrocu ve yazar Ferhan Şensoy’u bugün kaybettik. O; Türkiye’de oyunlarıyla, sinema filmleriyle, gösterileriyle, yazılarıyla pek çoğumuzun gönlünde yer edinmiş, hayal dünyamız ve yaşama yaklaşımımızı önemli ölçüde etkilemiş bir sanatçıydı.
Günümüzde sanat toplumsal gerçeklerden aykırı olsun isteniyor. Mevcut durumdan farklı bir ihtimal, farklı bir yaşamı düşleyen ve bunu gözlerimizin önüne taşıyan sanatçıların geleneği bitsin, tükensin isteniyor.
Ferhan Şensoy da, mevcut kültür içerisinde istenmeyen bu sanatçılardan biriydi. Çünkü toplumcuydu. Çünkü gerçekçiydi. Çünkü ürünlerini kapalı kapılar ardında bir avuç sanat meraklısına değil, tüm toplumun bilincine sunuyordu.
Çünkü eğilip bükülmüyor, çünkü günümüzde kabul gören ve çeşitli makamlarla süslenen bazıları gibi bulunduğu kabın şeklini almıyordu. Yaratmaya ve üretmeye bir yaklaşımı vardı ve ömrünü buna adamıştı.
Usta bir oyuncu olduğu kadar, usta bir yazar da olan Şensoy, Türkiye’de konuştuğumuz dili geliştiren, kendi kelimelerini ve ifadelerini üreten biriydi.
Ferhan Şensoy’un nitelikleri daha anlatılabilir, ne kadar güzel işler başardığından da bahsedilebilir.
Biz onu anıyoruz, çünkü o ödüllerin, paranın, şöhretin peşinde olmayan bir sanatçıydı.
Onu kaybettiğimizi hissediyoruz, çünkü hayatlarımıza etki eden bir sanatçıydı.
Fakat onun yokluğunu hissetmiyoruz, çünkü eserleri gelecekteki toplumcu sanatçıların eserlerine temel olacak ve bizlerle yaşayacak.
Ve onun gibileri de gelmeye, insanlar için yaratmaya, üretmeye devam edecek.