Direnen İşçiler 1 Mayıs'ı Kuşatacak, Jeff Bezoslar Yaya Kalacak

1 Mayıs’a hızla yaklaşırken işçi sınıfının siyasal tavrı ve meydanlarda ortaya sereceği güç hayati önem taşıyor. Krizin ağır şartları, dört bir yandan direnişler ve kazanımlar, 1 Mayıs’ta kitlesel coşkunun habercisi oluyor.

Bıçak kemikte, ezilen ve sömürülenlerin başka bir seçeneği yok; işçinin emekçinin bayramında, en güçlü biçimde “ülkede ve dünyada emekçilerin yönetimlerini kazanacağız” diye haykıracağız.

Siz BAKMAYIN; solun, “işçi sınıfının iktidar iradesini” görmezden geldiğine, gelişmemiş bulduğuna. İşçi sınıfının sermayenin ideolojik kuşatması ve baskısından kurtulması mümkündür. Fakat düzen içi bakış, işçileri talepkar gören yaklaşım ayak bağıdır. Düzen içi kalan tüm arayışlar işin içinden çıkamıyor, tutarlı çözümler sunamıyor; nedeni sermaye sınıfına, kriz şartlarına göbekten bağlılıklarıdır. Şartları kanırtmaktan, sonuçsuz adımları tekrarlamaktan başka işe yaramayacaklar.

Dikkatle BAKIN; Her yerde süren 1 Mayıs hazırlıklarına pek çok direnişin kazanımları gibi Amazon firmasındaki işçilerin sendikalaşma haklarını kazanması taçlandırdı.  Amazon işçilerinin örgütlediği ve yönettiği sendika Amazon İşçi Sendikası (ALU), Newyork’ta firmanın en büyük deposunun olduğu yerde sendikayı kazandı, başka eyaletlere doğru hızla yayılma çabasını gösteriyor. Amazon işçilerinin mücadelesi, sermayenin kalesi ve firması görülen yerde prangaları parçaladı.

Jeff Bezos Sermayesini Nasıl Biriktiyor?

Amazon patronu Jeff Bezos 206 milyar dolarlık en üst sıralardaki servetini, işçilerin emek gücünü kullanarak, yarattıkları artı değere el koyarak elde ediyor. Bezos, işçilerin her saniyesini artı değeri artırmak için planlayan tipik bir kapitalist örnektir:

-Kriz ve savaşlar yüzünden yerinden edilen, ayrımcılığa uğrayan, dışlanan, göçmen işçiler Amazon’da önlerine koyulan her türlü esnek ve güvencesizlik içerisinde çalışmaya mecbur bırakılıyor.

-Kapitalizmin krizinin yarattığı işsizliğin boyutu, işlerini kaybedenleri Amazon’un ağır şartlarını kabul etmeye, hakların gittikçe daha fazla budanmasına yol açıyor.

-Bezos sendikal örgütlenmeyi engellemek için tuttuğu danışmanlara bir yılda 4,3 milyon dolar ödüyor. Yanı sıra avukat ve danışmanlarla işçilere özel birebir baskı uyguluyor.

-Amazon işçisi bir demecinde kendilerine “makine muamelesi” yapıldığını söylüyor. Tipik bir kapitalist yöntemle zamandan tasarruf elde etmek için işçilerin tuvalet molasının kaldırıldığı bir işleyiş dayatılmış. Telefona bakmak, kahveden yudum almak, lavaboya gitmek sistematik olarak işçilere çok görülüyor.

Bu Sömürü Çarkı Bezos’a “Uzay Keyfi Lüksü” Yaşatıyor
Amazon’da özellikle pandemi döneminde sermaye birikimi öyle bir seviyeye gelmiş ki, Amazon patronu Jeff Bezos sadece keyfi için uzaya gitme yüzsüzlüğünü, baya baya gösteriye dönüştürebildi. Ekranlarda işçiler ve müşteriler sayesinde “uzay keyfi” yaptığını gayet pişkin anlatıyor. Onu en çok kutlayan da Tesla’nın patronu, 282 milyar doları sermaye birikimine sahip, Elon Musk olmuş. Çünkü bu şatafat anlayışı ile patronlar ve işçiler arasındaki uçurum daha da katlandı. İkisinin biriktirdikleri için şöyle bir seviye ifade ediliyor, en alt kesimdekilerin gelirinin %40’dan fazlasına sahipler.

Aşık Veysel dizelerinde “Aynı varlık her bedende, Yarın mezara girende, Sen toksun da ben aç mıyım?” olduğu gibi bile değil durum; Onlar tok bizler aç değiliz, onlar ultra lüks-şatafat içinde bizler açlık ve yoksulluk.

Böyle gidecek demek değil bu işler, gitmedi de…

Bezos Uzaydayken İşçiler Örgütlendiler
Amazon’da yaşanan sömürü düzeyi, 20 ülkedeki işçilerin eylemlerini ve direnişlerinin sistemli hale gelmesini kaçınılmaz kıldı. Kapitalistlerin yapamadığı satışları çılgınlar gibi kampanyalar yaparak tamamladığını hepimiz iyi biliyoruz. İşte patronların kurtarıcı satış rakamlarına ulaşmak istediği bu indirim günlerini işçiler eylem günlerine çevirmiş. Kara Cuma ismi verilen indirim günlerinde Almanya’dan Bangladeş’e iş bırakma ve eylemler gerçekleşti. İtalya’daki işçiler depo önlerinde eylemler yaptı. Hollanda’da sendikalar Bezos’un milyon avroluk teknesinin olduğu tersanede eylemler yaptı.  

Gerçek bir sendikal harekete ihtiyaç arttıkça arttı. İşçilerin örgütlenmesi sendika Toptan Satış ve Büyük Mağazalar Sendikası'na (RWDSU) adlı sendikanın gücü olmasına rağmen işçilerin yaşadıklarını görmezden gelmeye devam ettiği için işçiler de kendi sendikal hareketini var etmeye bakmış. Bu nedenle Amozon İşçi Sendika’sının (ALU) özellikle pandemi döneminde eylemleri başlatması, etkili örgütlenme faaliyeti yürütmesi, işçilerin yönetiminde bir sendika olması ile sendika ABD Amazon mağazalarına adımını atmış oldu.

-Amazon’da sendika kurulmasını kazanana kadar her yolu her yöntemi deniyorlar. Süreci kendileri örgütlüyorlar. Amazon çalışanlarının sözcüsü Chris Smalls kazandıktan sonra “Bezos uzaydayken biz de insanları örgütlüyorduk” derken, işçilerin kazandığı bilinci ve özgüveni ilan ediyor.

Son Olarak
İşçilerin sendikal kazanımları ile ülkeyi yönetme hedefi arasında uçurum yoktur. İşçilerin mücadelesini büyüten gerçek çözümlerinin gerçekten ortaya koymasının dinamosu ülkeyi yönetme vaatlerinden gelir. Dünyanın nesnelliği ve maddi verileri ortadadır. Asıl gittikçe derinleşen uçurum sermaye sınıfı ve işçi sınıfı arasındadır.

Amazon işçileri, bizim solun dediğini yapmadı, talepkar olmadı. Kendi sendikasının örgütlenmesini ve kazanmasını sağladı. Bu yüzden son gülen, kutlayan Amazon İşçileri oldu.