TBMM’de yeni yasama yılı bugün başladı. Erdoğan açılışta yaptığı konuşmada AKP’nin önümüzdeki süreçteki tutum ve hamlelerinin ipuçlarını verdi.
Öncelikle AKP’nin ülkenin sorunlarına yaklaşımının kısa vadede değişmeyeceği belli oldu. Ekonomik krizden yürütülen dış politikaya, Kürt sorunundan eğitim ve sağlık sistemine tüm sorunlu kalemleri Erdoğan’ın elinin tersiyle itildi ve hepsinde durumun çok iyi olduğu ilan edildi. Dünyanın durumuyla ilgili eleştirel değerlendirmeler yapıldı ve Türkiye’nin bu meselelerle ilgili tavrı övüldü.
Meclis’i ilgilendiren asıl hamle ise Erdoğan’ın üstüne basarak söylediği yeni anayasa çalışmasıydı. Grubu olan tüm partilere kendi önerilerini hazırlama çağrısı yapıldı ve yeni anayasanın 2023 hediyesi olacağını söyledi. AKP’nin ortaya attığı anayasa gündemi, MHP’nin aylar öncesinden kendi taslağını hazırlamasıyla etkisini büyük oranda yitirdi. Yine de Erdoğan’ın bu konuyu muhalefet ile kapışma/uzlaşma vesilesi olarak planladığı belli. AKP’nin kendi iktidarını pekiştirmek için ortaya attığı başkanlık sisteminin ve buna göre yapılan anayasanın kendi çerçevesinde bir anlamı vardı. Ancak şu andaki anayasa gündeminin neyi hedeflediği bile belli değil. Konuşmalarda tekrarlanıyor ama içeriğiyle ilgili hiçbir şey söylenmiyor. Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın yaptığı çağrıyı direkt reddetiğini ve ‘Kendilerine ve MHP’ye çağrı yapıyorlar’ dediğini de söyleyelim. Yani Millet İttifakı da büyük ihtimalle bu meselenin bir ayağının havada olduğunu görüyor.
Bu dizilişteki sorun ise AKP’nin ülkenin tümünü kasıp kavuran ekonomik krizle ilgili hiçbir hedefinin olmayışı. Yeni açıklanan Orta Vadeli Program’da düşürülen hedefler, 2023’te ulaşılacağı söylenen büyük refahın yalanına bile imkan kalmadığını anlatıyor. Ekonomik krizin bırakalım çözümünü hafifletilmesi için bile büyük ve temel değişiklikler yapılması gerekiyor ancak ne iktidar ne muhalefet bunları konuşmuyor. AKP muhalefeti oyalayacak planlar, muhalefet de seçimin peşinde.