14 Haziran Pazartesi NATO Zirvesi’nde Erdoğan’ın Biden ile yapacağı görüşme siyasi iktidar açısından önem taşıyor. Trump gittiğinden beri ilişkilerin soğuduğu Erdoğan’ın ağzından bile duyuldu, Erdoğan eskisi gibi telefonla sık sık konuşamadığından yakınıyordu. Ayrıca Erdoğan devlet başkanlarıyla kurulan kişisel ilişkileri kurumsal ilişkilerden daha çok önemsediğini de itiraf etmişti. Bu nedenlerle yapılacak görüşme Erdoğan için önemli.
Biden’ın ise tam tersi eğilimleri olduğunu görmek zor değil. Erdoğan’ın karşısında Trump’ın aksine sistemli bir tavır oluşturmaya çalışan, ABD’nin gücünü dünyaya yeniden kanıtlama peşinde bir başkan var. Bu koşullarda bir görüşmede Erdoğan’ın çok sevdiği boşluklar çok daha az bırakılacaktır. Sonrasında yandaş medyanın anlatacağı bir ‘dış politika zaferinin’ de gerçek olma ihtimali çok düşük, şimdiden söyleyebiliriz.
Görüşmenin asıl sonuçları Erdoğan’ın sonrasında vereceği kararlarla belli olacak. Siyasi iktidarın içinden geçtiği meseleler çetrefilli ve fazla sayıda. AKP siyasi gücünü korumayı amaçlıyorsa yakın zamanda bu meselelerle ilgili keskin kararlar almalı. Geçiştirme ve saklama politikalarının sonuna gelindi. Biden’ın tavrı da AKP’nin alacağı konumu belirleyecek en önemli etkenlerden.
Görüşmenin sonucu ne olursa olsun, Biden’ın ‘demokrasi’ söylemlerinin Türkiye’ye demokrasi getireceğini düşünmek hatalı olur. Biden uzun zamandır tartışmalı hale gelen ABD hegemonyasını tekrar kurmanın bir yolu olarak tüm dünyaya bu ‘demokrasi’ anlayışını pazarlamaya çalışacaktır. Ancak emperyalizm olgusu her zaman bu ilişkilerin temel belirleyenidir. Buradan hiçbir kesime gerçek bir özgürlük ve demokrasi çıkmaz. Elbette Erdoğan tavizler vermeye ve önceki dönemdeki ayrışmaları geri çekmeye zorlanacaktır. Ama ülkede demokrasiyi ancak yaygın ve sürekli bir mücadele egemen kılabilir.