İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı için Danıştay 10. Dairesi Cumhurbaşkanlığı’ndan savunma istedi. İstanbul Sözleşmesi kararının gerekçesini sordu. Bundan ne anlamalıyız?
Danıştayın savunma talebi, Cumhurbaşkanlığı kararına ilişkin iptal kararı vereceğine ya da vermeyeceğine bir işaret değil. Kararın iptali için dava açılabiliyor. Buna şaşırmıyoruz. Danıştay’ın da savunma istemesine şaşırmamak gerekir.
Danıştay öyle ya da böyle bir karar verecek. Vereceği karar öncesinde de Cumhurbaşkanlığı kararının gerekçesini soruyor. Danıştay’ın savunma istemesi kuvvetler ayrılığının olduğu herhangi bir ülkede olabilecek prosedür. Savunma talebi Danıştay’ın vereceği kararın ne olacağını göstermiyor. Danıştay şimdilik prosedüre uygun şekilde süreci işletiyor. Ancak bu süreç hukuka uygun şekilde devam edileceği ya da iptal kararı verileceği anlamına gelmez.
Danıştay’ın eğer hukuk devleti ilkesine bağlı kalacaksa iptal kararı vermesi gerekir. Bu kararın doğuracağı sonuçlara siyasi iktidar da fazla sesini yükseltmeyebilir. “Biz kaldırdık, Danıştay iptal etti” diyerek sorumluluğu Danıştay’ın üzerine yıkabilir. Böylece hem kendi tabanına karşı zor durumda kalmaz hem de üzerindeki uluslararası basınçtan da Danıştay eliyle kurtululur. Siyasi iktidar ülke içinde de uluslararası düzeyde de İstanbul Sözleşmesi kararının tepkilere yol açtığını görüyor. Bu vesileyle hala demokrasinin olduğunu anlatmasının fırsatını bile yakalamış olabilir.
Bizler her iki koşula da hazırız, gerisi kararı alan siyasi iktidarın meselesi. İstanbul Sözleşmesi feshedilirse tekrar imzalanması için, feshedilmezse İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için mücadeleye devam edeceğiz.