Adalet Bakanı Abdülhamit Gül geçen hafta ‘görevden affedildi’. Yerine daha önce görevi devraldığı ve yıllarca AKP’nin adalet bakanlığını yapmış Bekir Bozdağ getirildi. Bunun yanında TÜİK başkanı da değiştirildi.
Bakan Gül’ün yerine Bozdağ’ın getirilmesi ilgili birçok iddia gündeme geliyor. Siyasi iktidarın yargıyı da kullanacağı hamleler yapacağı, o nedenle daha güvenilir Bozdağ’ın getirildiği bir iddia. Soylu ile hukuk konusunda atışan Gül’ün başının MHP ve Soylu tarafından yendiği bir iddia. En son İmamoğlu’nun Mobese görüntülerinin servis edilmesiyle ilgili söylediklerinin bardağı taşırdığı da söyleniyor.
Bu iddiaların hangisinin veya hangilerinin doğru olduğunu şimdiden söylemek çok zor. Siyasi iktidarın parçalı yapısı içeriden belli bilgi kaynaklarına sahip olmayanlar için karanlıkta kalmaya mahkum. Yine de genel tablo üzerinden birkaç çıkarım yapılabilir.
Erdoğan’ın devlet içindeki otoritesi ve parçalar üzerindeki otoritesi ne kadar güçlü olursa olsun elinin ulaşamadığı yerler var. Muhalifler için siyasi iktidarın kılıcı çok keskin görünebilir ancak bu grupların kendi iç çatlakları hiçbir süreçte kolayca aşılamıyor. Yalnızca bir bakanın görevden alınması bile birçok grubun, cemaatin, yargıda ve devlette belli düzeyde etkisi olan figürlerin çıkar çatışmalarını gündeme getirip yüzeye çıkarıyor. Albayrak ve Soylu, Gül ve Soylu, Peker ve Çakıcı, Bahçeli ve Erdoğan vb…
Bu çatlaklar bazen yüzeyde olur, bazen de derinde. Ancak bizler için hiçbiri yalnızca dedikodular olarak bir köşeye atılamaz. Çünkü siyasi iktidara karşı verilen mücadelenin elindeki tüm imkanlarla her fırsatı değerlendirmesi ve kullanması gerekir. Aynı zamanda iktidarın olası saldırılarını öngörmesi ve buna göre hazırlık yapması gerekir. Siyasi iktidar sağcı, gerici ve milliyetçidir ancak sadece bu özellikler muhalefete karşı yekvücut olabilirler anlamına gelmez. Siyasi iktidar siyasi figürlerin, çıkar gruplarının, cemaatlerin ve türlü çeşitli gruplaşmanın hareket içinde olduğu bir bloktur.
Bu olgular kendilerini en net iktidarın bakanları için gösteriyor. Berat Albayrak’ın görevden alınıp yerine Lütfi Elvan’ın getirilmesi, sonra onun da görevden alınması iktidarın ekonomi politikasındaki değişikliklerin ve elbette bu konudaki çatışmaların göstergesiydi. Peker’in Soylu’ya yönelik iddiaları da bu çatlaklardan çıktı. Şimdi Gül’ün gidip Bozdağ’ın gelmesi de buna benzer bir çatışmanın sonucudur. Şu açık ki seçimlerden önce bu atamaların amaçlarını daha net göreceğiz ve yaşayacağız.