Şili’deki başkanlık seçimlerinin ikinci turunda aşırı sağcı aday Jose Antonio Kast yenildi, karşısındaki ittifakın adayı Gabriel Boric kazandı.
Kast, birçok kez Trump’ın, Bolsonaro’nun ve benzerlerinin türünden olduğunu göstermiş ve Şili halkına daha fazla neoliberalizmden, yani katmerli sömürü ve baskıdan başka bir şey vaat etmemişti. Boric ise daha merkez sol bir aday olarak ülkenin Pinochet’li kanlı tarihini temsil eden Kast’a karşı kazanabildi. Ayrıca Güney Amerika’daki geleneğe uygun olarak ABD medyasının tüm ağırlığıyla Kast’ın arkasında durmasına rağmen Kast'ın kaybettiğini de not edelim.
Boric ve içinde bulunduğu ittifak ekonomik ve sosyal reformları savunuyor ancak aşırı sağ karşısında reformlardan daha radikal bir yönü de reddediyor. Ekonomik sorunlarla ilgili özel şirketleri karşısına almayı değil, onlarla masayı oturmayı savunuyor. Bu açıdan bugüne kadar neoliberalizmi defetmek üzere büyük itirazları var edebilmiş Şili halkının köklü çıkarlarını temsil ettiği söylenemez.
Şili, 2019’da başlayan geniş çaplı eylemlerin sonucu olarak yeni ve demokratik bir anayasa yazma sürecine başladı. Başkanlık seçimi aynı zamanda iki yıl önceki eylemlerin ve anayasa sürecinin de tekrar oylamaya sunulması oldu. Elbette seçilen başkanın elinde anayasa sürecini baltalama veya güçlendirme yönünde birçok imkan da bulunacak. Az bir farkla da olsa Boric’in kazanması anayasa sürecinin halk nezdinde tekrar onaylanması anlamına geliyor.
Şili seçimlerinden yapılabilecek son çıkarım, kadın ve yabancı düşmanlığına, büyük sermayenin desteğine dayanan aşırı sağ liderler rüzgarının bir anlamda gerilemeye başlamasıdır. Trump’ın Biden karşısındaki yenilgisi, Brezilya’da Lula’nın anketlerde önde ilerleyişi ve Şili’de Kast’ın yenilgisi dünyada esen aşırı sağcı rüzgarların devamlılık kazanamadığını gösteriyor.
Şili’de sağ yenildi. Darbecilerin devamcısı anti-demokratikliğin temsilcisi yenildi. Ancak Şili halklarının önünde daha uzun yollar var. Anayasa süreci, 2019 Ekim eylemlerinde ortaya çıkan ekonomik ve demokratik çözüm önerilerini gerçekleştirme imkanları var. Senato dağılımı bunun kolay olmayacağını gösteriyor. Yeni başkan Boric’in merkezde bir yol tutturması ve kitlelerin ihtiyaçlarını görmezden gelmesi de mümkün. Şili’de seçimler bir sürecin bitişini değil, uzun bir mücadele döneminin de başladığını gösteriyor. Şili halkının o meşhur sloganında olduğu gibi, "Örgütlü bir halkı hiç bir kuvvet yenemez". Yeni yolları da, emekçilerin iktidarını da o örgütlü halk kazanacak.