Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), uzunca bir süre Suudi Arabistan ile birlikte iktidarın Ortadoğu politikalarına karşı çalışan bir ittifak oldu. Bu nedenle de yer iktidar sözcülerinin saldırılarına, eleştirilerine maruz kaldı. Çavuşoğlu’nun 15 Temmuzu BAE’nin fonladığını söylediği bile iddia edildi. BAE’nin bu konumu, bu sene başında Sedat Peker’in bulunmayı tercih ettiği ülke olmasıyla bile ortadaydı.
İktidar için tüm bu durumlar değişmiş ya da unutulmuş gibi gözüküyor. Birkaç aydır BAE ile yapılmaya başlanan görüşmeler bugün BAE veliaht prensinin ziyareti ile sonuçlandı. Kur krizinin sonucu olarak yandaş medyada çok büyük yatırımların yapılacağı ballandıra ballandıra anlatıldı. Merkez Bankası başkanının da karşılama ekibinde olması bir swap anlaşmasının yapılacağı şeklinde yorumlandı.
Elbette bu tür anlaşmalardan kazançlı çıkacak taraf her şekilde BAE olacak. Değeri gittikçe düşmüş Türk lirasına karşı var olan dolarları ile istedikleri araziyi, istedikleri fabrikayı alabilecekler, istedikleri tüm tavizleri Erdoğan’dan talep edebilecekler.
İktidar hiç hız kesmeden hamaset edebiyatına devam ediyor ancak bu tür dönüşler ekonomik gidişatın iktidarı nasıl sıkıştırdığını anlatıyor.