İstanbul’daki atık kağıt işçileri aylardır saldırılarla karşı karşıya. Valiliğin aldığı yasak kararından sonra depoları basılıyor, gece yarısı operasyonlara uğruyor ve yüzlercesi gözaltına alınıyor. Birkaç gün önce de üç işçi tutuklandı.
Atık kağıt işçileri yıllardır büyük kentlerde atık topluyor, geri dönüştürülebilecek olanları ayırıyor ve geri dönüşüm merkezlerine veriyor. Şehrin ihtiyacı olan bir hizmeti fiili olarak veriyorlar. Ancak bu işi yasal bir çerçevesi olmadan, yani yasaların emekçilere tanıdığı küçücük haklara bile sahip olmadan yapıyorlar. Devlet kurumlarının uzun süredir bu işçilerle bir sorunu yoktu. Gereken yasa ve yönetmelikler çıkarılmıyor ancak işçilerin çöplerden geçimlerini sağlamasına da karışılmıyordu. Güncel durum ise değişti. Valilik yapılan işin ‘ruhsatsızlığını’ belirtiyor ve işçiler arasında göçmenlerin olmasını bahane olarak sunuyor. Ancak asıl sebep bu değil. Artık atık meselesine bakacak bir Türkiye Çevre Ajansı var. Yeni kurulan milyonlarca liralık tesisler ve bunların patronları var. Ortaya çıkan büyük bir rant var. Atık kağıt işçilerinin seneler sonra hedef alınmasının asıl nedeni de bu.
Atık kağıt işçileri, ‘iş beğenmiyorlar’ diye ortalığa düşenleri yalanlarcasına en zor, en kötü koşullardaki atık toplayıcılığını üç kuruş için yapıyor. Senelerce işçilerin yasal düzenleme isteğini duymayanlar ise mesele rant olunca mevzuatları hatırlıyor, tüm güçleriyle işçilere saldırıyor. İşsizlik ve yoksulluk, ekmeğini çöpten çıkaranlara da gözaltı ve tutuklama. Hepsi rant ve karlar için. İşte düzenin resmi...