İktidar batık ekonomilerini canlandırmak için çaresizlik içinde kararlar alıyor. Rezil rüsva olunca da işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Turizm çalışanlarına “Keyfini çıkarın. Aşılandım.” yazan maskelerin takılacağını anlatan video birkaç saat içerisinde silindi. Ama herkesin bildiği bir şarkıda söylenen gibi “Son pişmanlık neye yarar. Her şeyin bedeli var.”
“Yaptıklarını mutlaka bir kılıfa uydururlar” denen iktidarın düştüğü hallere bakın. Ne icraat kaldı ne kılıf. Bu zamana kadar gerçek önlem almadılar, vaka sayıları tırmandıkça tırmandı. Ekonomiyi balon gibi şişirdiler, kriz tırmandıkça tırmandı. Turizmle bellerini doğrultmak için kararlar aldılar. rezillik tırmandıkça tırmandı. Bu sırada havalar da ısındı, sular da ısındı. Geldi de geçiyor turizm sezonu.
Düşünün resmi açıklamaların yapıldığı kurumsal hesaplardan bir video paylaşılıyor. Bu ne demek? Toplantıları yapılmış, kararı alınmış, imzalar atılmış, video yapacak ekip ayarlanmış, tonlarca para harcanmış. Kolay değil. Silmek kolay mı? Silmek de kolay değil. İmla hatası değil ki bu. Yani sorun teknik değil.
Kurumsal hesaplardan paylaşılan her metin, her video bir politikanın ifadesi. Vaka sayılarını az gösterip turistleri ülkeye getirmek istiyorlar. Batan ekonomilerini turizmden elde edecekleri gelirle canlandırmaya çalışıyorlar. Hala da bunu planlıyorlar. Video silinince bu politikalar yok olmuyor.
Son on günde yaşanan ikinci video silme vakası. İlki AKP’nin hesabından “Yalan üretim merkezi” videosu. 128 milyar doları ekonomik krizden kurtulamadıkları için harcıyorlar. 128 milyar dolar nerede? sorusunu cevaplayamıyorlar. Kendi yaptıkları videoyla yeniden aynı soru sorulunca videoyu ortadan kaldırıyorlar. Şimdi de sabah akşam milli değerleri anlattıkları toplumu ‘yabancılar’a aşağılatıyorlar. Ne için? Yine ekonomide canlanma için. Demek ki iktidar da milli değerlerin kendisini kurtaramayacağının farkında.
Şimdi de Erdoğan helallik isteyerek kurtulacağını düşünüyor. Kurtulması çok zor görünüyor. O turizm beldelerinde batan güneşin manzarasını izlemek keyif verici olsa gerek. AKP’nin de batışını izlemek aynı şekilde. Biz sadece keyifle izlesek de AKP gidici olabilir. Peki kapitalizmin krizden çıkışını izlemek ister miyiz? Bu sistemi başka bir siyasi parti sürdürsün ister miyiz? İstemeyenler olarak kapitalizme karşı mücadelemizi kesintisiz sürdürmeliyiz.