Dün akşam açıklanan Kur Korumalı Mevduat yöntemi dolar kurunu çıktığı zirveden indirdi. Kur gün içinde yüksek oranda dalgalandı ancak eski yüksek değerine de çıkmadı. Yüksek kurdan kazançlı çıkan sermaye kesimlerinin bile fiyat ve maliyet belirleyememekten az ya da çok şikayet etmeye başladığı kur krizi şimdilik durdurulmuş oldu.
Yöntem, Türk lirası cinsinden mevduatlara belli bir vade sonunda güncel kur üzerinden garanti veriyor. Yani iktidar parası olanlara şu çağrıyı yapıyor: Paranızı dolar yükseliyor diye dolarda tutmayın, liraya çevirin. Dolar yükselir de zarar ederseniz farkı ödeyeceğiz.
İktidar bu çağrıyla depoda hala suyunun olduğunu, bunu da parasını lirada tutanlara garanti edebileceğini ilan etti. Bu kalan suyun ne kadarının içme, ne kadarının deniz suyu; yani gerekirse Merkez Bankası’nın basacağı para olduğu belirsiz.
Hızlı Yanma Durdu Ancak Korlar Hala Sıcak
Bu yeni yöntem beklenebilecek şekilde dolar kurunun her gün rekor kıran yükselişine karşı bir güvence demek. Bu nedenle de belli miktarda dolar liraya çevrildi ve dolar düştü. Burada unutulmaması gereken bir nokta doların düşük faiz kararları alındığı zamandaki değerine gerilememesidir. Yani düşük faiz oranının yükselttiği dolar kuru hala yerinde. Verilen garanti yalnızca yakıcı kur ve enflasyondan dolayı başlayan liradan hızlı kaçış eğilimini durdurdu.
Bu mevduatlara verilen garantilerin daha sonra yol açabileceği birçok başka sorun var. Ülkenin ekonomi tarihinde gurbetçi işçilerin dövizlerini çekmek için yine böyle bir yöntemin kullanılmışlığı var. Daha sonra oluşan borçların yıllarca ödenmek zorunda kalındığı arşivlerde mevcut. Ancak siyasi iktidarın amacı ekonominin kalıcı sorunlarına çözüm bulmak hiç olmadı. Bu yöntemle ekonominin çöküşe geçmediği, kötü sonuçların hemen hissedilmediği her süreç onlar için kazanım.
Devasa dış borç, ithalata dayalı üretim, enflasyon ve işsizlik gibi sorunların yeni mevduat yöntemiyle çözülmeyeceği ise ortada. Bu sorunlar siyasi iktidarın elindeki araçlarla ertelenebilir ancak bir daha ortaya çıkmayacak şekilde çözümlenemez.
Modeller Bir Bir Çöpe Atıldı, Düşük Faiz Sabit Kaldı
Siyasi iktidarın düşük faiz ısrarıyla başlayan ve şimdilik bu yeni mevduat yöntemiyle tamamlanan süreç ise ekonomide belirlenen amaçları açıkça gösteriyor. Düşük faiz uygulama geçildiğinden beri her hafta yeni bir işleyiş ortaya atıldı. Çin modelinden başlayan iş Türkiye modeline evrildi. Şimdi yine Türk Lirası mevduatlarına verilen garantilere dolaylı bir faiz arttırımına gidilmiş oldu. Bu süreçte sabit kalan tek şey sermayeye verilen düşük faizli krediler. Yapılmayan tek şey ise en üst perdeden anlatılan üretim hamleleri.
Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının amacı kendi yakınındaki sermaye kesimlerini ucuz şekilde beslemeye, onların borçlarını kamu kaynakları ile döndürmeye devam etmek. Alınan tüm kararlar bu amaç etrafında şekilleniyor.
Beklemek İktidarı Devirmek için Yeterli Değil
Siyasi iktidarın bu hamlesiyle ortaya çıkan bir diğer gerçek de düzen muhalefetinin yürüttüğü bekleme politikasının yeterli olmadığı oldu. Siyasi iktidar tüm sıkışmışlığına rağmen elindeki imkanları son raddede kullanma, kamu kaynaklarının yağmalanmasını yeni yöntemlerle sürdürebilme kapasitesine sahip. Hele ekonomideki kötü gidişata belli sermaye kesimleri ile anlaşarak, serbest piyasanın ‘çok akılcı’ işleyişine yaslanarak çözüm getirilmesi; hatta çözüm önerilmesi bile mümkün değil. Emekçilerin tarafında harekete geçilmeyen her an siyasi iktidara yeni hamleler için alan açıyor.
Emekçilere Yüksek Vergiler, Enflasyon ve Ödenecek Garantiler Kaldı
Tüm bu sürecin ardından emekçi halka kalan ise kur nedeniyle kat kat artmış enflasyon, bugün açıklanan zamlı yüksek vergiler ve iktidarın mevduatlara verdiği garantileri ödemek olacak. Dolar kuru düştü ancak türlü çeşitli ürüne yapılan zamlar geri alınacak mı belli değil. Kur 11 - 15 lira arasında bir dengeye kavuşabilir ancak bu ücretlerin çoktan erimediği anlamına gelmeyecek. Ayrıca yeni yöntemin bu dengeyi ne kadar süre koruyacağı da belli değil. Ülke ekonomisi ateşler üzerinde, ince bir ipte yürümeye devam ediyor.
Sonuç olarak siyasi iktidar sermayeye ucuz kredi vermekten vazgeçmedi ancak ortaya çıkan sorunları bir tur erteledi, ekonominin nihai çöküşünden kaçındı. Ancak ekonomideki dev çukur hala herkesin gözünün önünde.