Ülkenin son üç yılda giderek kötüleşen, son dönemde de dibe vuran ekonomik gidişatı genç nesillerin yerleşik alışkanlıklarla olan bağlarını da zayıflatıyor. Daha çok liseli ve üniversiteli genç erken bir yaşta ekonomik zorluklarla yüzleşiyor, düzenin yeni kuşaklara vaat ettiklerinin verilemeyeceğini anlıyor.
Kapitalizm türlü çeşitli krizler yaratır ancak insanların antikapitalist tepkisini sindirmek ve yumuşatmak için de türlü çeşitli araçlar yaratır, tüm topluma vaatler verir, ideolojisini pompalar. Düzenli bir gelir, iyi bir iş, başarılı bir eğitim, sosyal ihtiyaçları karşılayacak bir aile ve arkadaş ortamı, kültürel sosyal imkanlar… Bunların hepsi yeni kuşaklara vaat edilenler arasındadır. Anlaşma şudur: İyi bir eğitim görün, işinizde başarılı olun, bir aile kurun. Böylece çok acı çekmeden mutlu şekilde ölebilirsiniz. Elbette bu anlaşmanın küçük fontlu yazılarında şu da yazar: Bu düzeni değiştirmeye kalkışmayın. Toplum da çoğu zaman bu anlaşmaya uyar, yeni nesillere de uymalarını sıkı sıkıya öğütler. Ancak kapitalizm çelişkili bir sistemdir ve sürekli bu anlaşmanın koşullarını yerine getiremez. Tüm toplumu memnun edecek iş imkanları yaratamaz, ücretleri yüksek tutamaz, krizlerin önüne geçemez. Topluma sunduğu imkanları herkese sağlayamaz. Bu da elbette memnuniyetsiz genç kuşaklar yaratır.
İçinden geçtiğimiz dönemde işte böyle bir süreç. İster lisede, ister üniversitede olsun genç kuşaklar ülkedeki, hatta dünyadaki krizlerin sonuçlarını en derinden yaşıyor. Daha önceki yıllarda düzenin verdiği vaatler gerçekleşmiyor. Düzenin kültürel araçlarının pompaladığı hayat biçimlerine asla ulaşılamayacağı ortaya çıkıyor. Üniversiteler bitiriliyor ama iş bulunamıyor. İş bulunsa maaşlar bırakalım sosyal ve kültürel ihtiyaçları, en basit gereksinimleri karşılamaya yetmiyor. Genç kuşaklar sömürü düzeniyle daha lisede karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle kendilerinden önceki kuşakların kolayca kurduğu bağlar gençlerde zayıflıyor.
Ekonomik kriz süreçlerinin işçi sınıfına getirdiği yükler kadar mücadele imkanları da getirdiğini daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Benzer bir durum genç kuşaklar için de geçerli. Düzenin pompaladığı hayallerin gerçekleşmeyeceğini görenler, başka bir dünyanın hayallerine daha yakın duracaktır. Bu durum da yeni örgütlenme ve mücadele imkanları yaratacak, kendi sonuçlarını ortaya çıkaracak.