Black Friday Geliyor Emekçiler Kat Kat Sömürülüyor

Yurtdışından ithal edilen alışveriş çılgınlığı bayramı Black Friday (Kara Cuma) yaklaşıyor, online satış yapan şirketler de karlarına kar katmanın binbir yolunu arıyor. Fiyatları önce yükseltip sonra indirim yapmış gibi görünüyorlar, her alanda reklam kampanyalarını gözümüzün içine sokuyorlar. Herkesi kısa süreli bir tüketim çılgınlığına davet edip kredi kartlarını limitlerini göz dikiyorlar.

Asıl kazançları ise kat kat sömürdükleri emekçilerden geliyor. Black Friday yaklaştıkça mesailer uzuyor, yapılan işler çoğalıyor, tatiller iptal ediliyor. Siparişler artıyor, satışlar artıyor ama tüm yükü sırtlanan emekçilerin kazandıkları bir türlü artmıyor.

Mağaza Market Sen yaklaşan alışveriş çılgınlığı bayramıyla ilgili açıklama yaparak işçileri bu katmerli sömürüye karşı örgütlenmeye çağırdı:

Patronlar Kâr Ederken Siz Sendikalı Olun

Kara Cuma, Efsane Cuma, Şahane Cuma, Gülümseten Cuma… Adına ne konursa konsun. E-Ticaret sektöründe işçilerin emeğinin hiçe sayıldığı, katmerli sömürünün geldiği, patronların yüzünün güldüğü bir alışveriş sezonundayız.

E-Ticaret çalışanları alışveriş sitelerini kodluyor, yönetiyor, kullanıma sunuyor. Bu sayede AVM’lerin, marketlerin, mağazaların vitrinlerindeki ürünler artık tek tıkla satın alınabiliyor. Bugünlerde her dijital ortamdan ürün reklamları üzerimize yağıyor. Amazon, Trendyol, HepsiBurada, Media Markt… Bu patronlar ne istiyor? Yanıt basit: Çok kâr elde etmek. Bu hedef çok sömürü anlamına geliyor.

E-Ticaret çalışanları aslında gece gündüz birden fazla işte çalışıyor. Patronlar “şirketinin geleceği için çalışıyorsun, bu şirket senin” safsatalarını çalışanlara anlatıp duruyor. Bu çarkı döndüren çalışanlar haklarını istediğinde kendilerine kariyer planları anlatıp “gözlerini yükseğe dikme” nasihatleri veriyor. Patronlar işsizliği biliyor, işçileri fazla iş yükü ile en düşük maaşla çalıştırmak istiyor.

- E-ticaret çalışanları bilgisayarların başında uykusuz, satış baskısı altında, uzun saatler boyunca çalışıyor.
- İşçiler fazla mesai yapmaya zorlanıyor. Fazla mesai ücretleri “esnek çalışma” adı altında yok ediliyor.
- İşçiler, satış mağazaları kapandığında sanal sistem üzerinden 7/24 canlı destek vermeye zorlanıyor.
- Az işçiyle çok iş, bu sektörün de kuralı. Bir e-ticaret çalışanından hem tasarımcı, hem geliştirici, hem yönetici olması bekleniyor.
- Ürün maliyetleri fazlayken satışlar düşükse “düşük performans” notunu alıyor işçiler. İstenen satış olmazsa mobbing başlıyor. İş yükü artırılıyor.
- Temin süresinin kısa tutulması için işçiler her türlü baskıyla karşı karşıya. Az işçiyle uzayan termin sürelerinin kısaltılması için iş yükü artırılıyor.
- Sipariş edilen ürün alıcıya ulaşana kadar kırılırsa, zarar görürse işçiden kesinti yapılıyor. Bahanesi ise “iyi paketleme olmalıydı.”
- Düşük maaş, az işçi-çok iş: Patronlar beğenmeyen gitsin diyor. Ancak işçilerin tazminat hakkını ve diğer haklarını vermemek için “düşük performans” masalının ardına saklanıyor.


E-ticaret çalışanlarına “sanal işçi” diyorlar. Kölece çalışma düzeninin adını da böyle süslüyorlar. Oysa ki katmerli sömürü sanal değil gerçek. İşçilerin emeği de kötü koşulları da gerçek.

Patronlar Black Friday çılgınlığıyla, kara etiketleriyle cebini dolduracak. E-ticaret işçileri ise ofislerde, evlerde yani hep dört duvarın ardında kölece çalışmaya devam edecek.

Bu gidişe neden dur demeyelim?
Patronlar tek tıkla zenginleşirken siz de tek tıkla sendikalı olun.
Büroda, ofiste, evde… Çalınan emeğimize sahip çıkmak için Mağaza Market-Sen’de birleşelim.

MAĞAZA MARKET-SEN
E-Ticaret İşçileri Koordinasyonu