İklim Krizinin 'Bazı' Sorumluları

Birleşmiş Milletler İklim Paneli sürüyor. Panelde yapılan açıklamalar, yaşanan tartışmalar ve verilen sözler ise meselelerinin iç yüzünü daha da çok ortaya çıkarıyor.

İlk konu elbette panele katılanları halleri. Tüm dünyaya fazla su kullanmamak, elektrik harcamamak, uçağa az binmek gibi komik çözümleri vaaz edebilen kesimler, Glasgow’da lüks ve şatafat içinde toplanmayı ve toplantılar yapmayı kendine hak görüyor. Devlet başkanlarının uzun araç konvoyları ve kullandıkları jetler bile gündeme geliyor.

Panel, Batı ülkelerinin ahlaki konumlarını pazarladığı ve sorumluluğu kendi üzerlerinden atmaya çalıştığı bir gösteri olarak ilerliyor. Biden dün yaptığı konuşmada Rusya ve Çin’i panele katılmadıkları için eleştirdi ve ‘dünya liderliğini’ kimseye kaptırmayacağını işaret etti. Bu söylem elbette ABD’nin iklim krizine karşı gerçekçi mücadelesinden değil, emperyalistler arası çekişmelerden doğuyor. Batı ülkeleri, kapitalizmin krizini çözebileceklerine tüm dünyayı ikna etmeyi, iklim krizine karşı mücadeleleri ‘dişsiz’ hale getirmeyi, bu arada da dış politikalarında yeni kozlar elde etmeyi amaçlıyor.

Ancak kapitalizmin hüküm sürdüğü dünyamızda hiçbir ülkenin diğerinden daha iyi durumda olamadığı bir gerçek. Fosil yakıtlar sermaye için daha karlı olduğu sürece kullanılmaya devam edilecek. Tarihsel süreçler tüm dünyayı bu türde bir enerji üretimine bağımlı kılıyor. Kapitalizmin kuralları denklemden çıkarılmadığı sürece önerilen çözümler de hep boşa düşüyor. Karbon ayak izinden, yeşil fonlara, ağaç dikme planlarından karbon havuzlarına ortaya atılan her kavram beş sene sonra çöpe atılıyor..

Batı ülkeleri üretim süreçlerini diğer ülkelere taşıyarak sözde emisyonlarını düşürüyor. Açıklamalarında da fosil yakıt kullanımını sonlandıracaklarını söylerken arka planda yeni kömür madenlerinin ve doğalgaz sahalarının planları yapıyor. Durum böyleyken tüm dünyaya yapılan emisyonları düşürme çağrılarının da bir tutarlılığı kalmıyor. Panelin tutarlı bir işlevi de kalmıyor. Tüm mesele kimin daha çok reklam yapacağına ve kimin kamuoyunda daha iyi pozisyonu yakalayacağına kalıyor.

İklim krizinin temeline inilmediği sürece bu oyalanma hali devam edecek. Krizin sorumlusu ne tek tek ülkeler, ne de tüm insanlık. Sorumlu kapitalizm.