“Maaşını dolarla mı alıyorsun?” diyenleri şöyle piste alalım. Türkiye’de ekonomik krizin, döviz kurunun artışıyla paralel ilerleyen yeni bir boyutuyla karşı karşıyayız: İlaç krizi.
Türkiye’de ilaç piyasasının %60’ından fazlası ithal ilaçlardan oluşuyor. Bu, ilacın direkt kendisinin ya da hammaddesinin ithal edilmesi demek. Hal böyle olunca döviz kurunun artışı ilaç firmalarını doğrudan etkiliyor. İlaçlarının çok satmasının yolu SGK’nın geri ödeme listesine girmek. SGK ise ithal ilaçlar için 1 Euro’yu sabit 4,5 TL’den hesaplıyor. Oysa bu şu an gerçek Euro kurunun neredeyse 3 kat altında bir rakam. Yani SGK listesine girebilmek için firmalar ilaçlarının fiyatını düşürüyor.
Burada meseleyi gündem etmemizin nedeni ilaç firmalarının karını çok önemsememiz değil elbette. Şöyle bir gerçek var: SGK, uzun süredir belirli aralıklarla birçok ilacı geri ödeme listesinden çıkardı. Üstelik bu ilaçların arasında sık kullanılan birçok ilaç da var. Bu durum hali hazırda vatandaşın birçok ilacın parasını kendi cebinden ödemesi anlamına geliyor zaten. Bir de bunun üzerine SGK ilaçları geri ödeme listesinden çıkarınca ilaç firmaları açısından işlerin değişmesi gündeme geliyor. Firma geri ödemeden çıkarılan ilacı ucuz satmaktan vazgeçip döviz kuruyla orantılı fiyatına çekiyor. Bu durum birçok ilacın aniden fahiş fiyatlardan satışa sunulmasına neden oluyor. Reçetesine bu ilaçlardan yazılan hastalar ya ilacı alamıyor ya da doktora geri gidip ilacı değiştirmesini istemek zorunda kalıyor. SGK’nın karşılamadığı, fiyatı artan ilaçlar bir süre sonra firmalar tarafından Türkiye piyasasından çekiliyor. Eczacılar depolarında bu ilaçların kalmadığını devamlı söylüyor. Dolayısıyla artık parası olan da olmayan da bu ilaçlara hiçbir zaman ulaşamıyor. Üstelik bunlar öyle eskiden olduğu gibi sadece kanser ilacı gibi pahalı gruplar da değil. Basit ağrı kesiciler, hemen herkesin adını bildiği grip ilaçları, kas gevşeticiler, tansiyon-şeker ilaçları, sinir ilaçları ve özellikle de çocuklar için ateş düşürücü, ağrı kesici de dahil birçok ilaç şu an SGK tarafından geri ödeme listesinden çıkarıldığı için piyasadan çekilmiş durumda.
Bu durum “ne güzel işte zenginle fakir eşitleniyor, ikisine de ilaç yok” diyemeyeceğimiz bir mesele. Hatırlarsak, Avrupa ülkeleri Covid aşısına çoktan başlayıp aşı bize daha hiç gelmediğinde parası olan Dubai’ye gidip aşısını çoktan olmuştu. İlaç bulunmamasının da emekçi halkı etkileyeceğini tahmin etmek zor değil. Siyasi iktidar ise çözüm olarak çoktan “geleneksel tıp” adı altında hacamatçılığı göstermeye başlamıştı bile. Ekonomik krizin yükünü kendi üstünden atmak için en çok kullanılan ilaçları geri ödeme listesinden çıkarırken bir gram bile utanmayanların, “grip ilacı yok, size zencefil verelim iyi gelir” demekten de geri durmayacağına eminiz.