Erdoğan’ın ABD ve Almanya başta olmak üzere 10 ülkenin Kavala için yaptığı açıklamayı hedef aldı ve büyükelçilerin ülkeden gönderilebileceğini ima etti. İma somut bir hamleye dönüşecek mi, yoksa daha önce çok kereler olduğu gibi boşa mı düşecek şu anda belirsiz.
İktidarın dış politikada Biden’ın gelişinden beri bir arayışta olduğunu çokça yazdık. Bu arayış hem üst perdeden diklenmeleri, hem de her kapının açık olduğu mesajlarını içeriyor. Çünkü hem masaya oturulduğunda bir pazarlık kozuna sahip olmak, hem de her türlü göreve hazır olunduğunun bilinmesi isteniyor. Erdoğan’ın bir hafta dediğiyle öbür hafta çelişmesinin sebebi bu. Bir gün Biden kendisiyle görüşmediği için çok üzülüyor, diğer gün ABD’nin F-35’lerle ilgili zaten ne kadar haksız olduğunu anlatıyor. Bir gün Putin’le arasının ne kadar iyi olduğunu anlatıyor, diğer gün Suriye’de Rusya’nın koruması altındaki alanlara operasyon yapmaktan bahsediyor.
Bu çelişkiler nedeniyle de büyükelçilerle ilgili söylenenler hayata geçirilecek mi belli değil. Brunson’da yaşandığı gibi diğer tarafa ani dönüşler bile yapılabilir. Elbette bu çelişkiler dünyanın her yerinden de gözüküyor. O nedenle dış politikada bir türlü dikiş tutmuyor.