Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu Meclis’te yaptığı sunumda ekonomik gidişatın durumunun dışarıdaki nesnel koşullardan kaynaklandığını, kur artışının da faiz oranları ile ilgisi olmadığını savunmaya çalıştı. Bu açıklamaların üstüne Erdoğan’ın sıradan ‘Ekonomide çok iyiyiz’ açıklamaları eklendi, akşam saatlerinde dolar kurunun dokuz liranın üstünü gördü.
Günlük meselelere az da olsa bir neden-sonuç ilişkisi çerçevesinden bakan herkes, faizin düşürüleceğinin açıklanmasının bile dolar kurunu yükselttiğini görebilir. Bu durumun asıl sebebi ise finans çevrelerinden yatırımcılara, bireysel mevduat sahiplerine kadar piyasalarla ilişkisi olan hiç kimsenin iktidarın ekonomi politikasına güven duymamasıdır. Hiç kimse Türk lirasındaki değer kaybının ne zaman duracağını, faiz ve kur arasındaki basit dengenin hangi vadede kurulacağını öngöremiyor. Bu da faiz indiriminin bahsi her açıldığında tüm birikimlerin dolara, dövize ve Türk lirası dışındaki araçlara çevrilmesini tetikliyor.
AKP için ise bu durum artık bir sorun kalemi değil, bir imkan olarak algılanıyor. Düşük faiz ve yüksek döviz kuru ile sermayenin belli bir grubunun karlarının arttırılabileceği ve buradan başka imkanlar çıkarılabileceği düşünülüyor. Bu ekonomi politikasının yıkıcı sonuçlarını görüyoruz, daha da göreceğiz.