Beton Duvar Siyaseti

Dün yayınladığımız iki yazıda hem iktidar blokuyla ilgili değerlendirmelere hakim olması gereken bir metot önermiş, hem de Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirmiştik*. Bugün Yeni Şafak'ın attığı manşet, önerdiğimiz metodun doğruluğunu hiç zaman geçmeden kanıtladı. Manşet Merkez Bankası'nın faiz kararı gündeme alıyor ve "Bu operasyonu kim adına çektiniz?" diyor.

Bu manşeti iktidar bloğunun parçalı yapısını değerlendirmeye katmadan açıklayabilir miyiz? Elbette açıklayamayız. Ortada istifa eden/ettirilen bir Berat Albayrak var, Albayrak grubuna ait bir yayın organı var. İstifadan sonra ekonomi yönetimine getirilmiş farklı görüşlere sahip bir grup var (Ki aralarındaki husumetin fiziksel kavga boyutuna vardığı bile iddia düzeyinde dile getirildi). "Bunlar önemsizdir, zaten en son kararı Erdoğan veriyordur" demek hem günlük olayları bile açıklamakta yetersiz kalır, hem de siyaset yapma olanaklarımızı sııfıra indirmek anlamına gelir. AKP’nin siyasetine elbette son kertede Erdoğan karar verir ama Erdoğan’ın da olayları anlamada, iradesini göstermede, attığı adımlarda sınırlar vardır. Tüm olasılıkları hesap edebilen, sınırsız organizasyon kapasitesine sahip bir siyasi akıl kimsede yoktur.

Güncel olarak faiz kararı siyasi iktidar içinde büyük sonuçları olacak bir ayrışma değildir. Yine de küçük büyük tüm ayrışmalar bir noktada birikip büyük sonuçlara neden olabilir. Ülke siyasetinde bunu hem 15 Temmuz’da, hem de AKP ve MHP’den ayrılanların kurduğu partilerde gördük. Bu nedenle çatlakların fikri takibi önemlidir.

Bir duvarı yıkmak istiyorsak ne kadar boşluklu olduğu; yekpare betondan mı, tahtadan mı, kumdan mı olduğu, yani yapısı çok önemlidir. Sürekli beton bir duvarla karşı karşıya olduğumuzu düşünürsek en sonunda kendi siyasi aklımız körelir.
 

* AKP'nin Çevresi Nasıl Yorumlanmalı?

**Faiz Arttırılıyor, Erdoğan Karşı Bile Çıkamıyor