Kredi Yurtlar Kurumu, üniversitelerdeki yeni dönem için yurt sonuçlarını bugün açıkladı. Her yıl olduğu gibi bu seferde çok az sayıda öğrenciye yurt imkanı sağlandı, binlerce kişilik yedek sıraları oluştu ve daha da büyük bir kesime de yurt çıkmadı. Salgın sebebiyle düşürülen kotaların da bu duruma etkisi var. Ayrıca okulların açılmasına çok az kalmışken açıklanan yurtlar birçok öğrenciyi de yine bu talep nedeniyle tavana vurmuş kiralara mahkum edecek.
İktidarın öğrencilerin barınmalarıyla ilgili bir sorunu yok, tarikat ve cemaatlere bağlı yurtları işaret etmeyi marifet sanıyor. Yüksek kiralarla ilgili de inşaat şirketlerini desteklemeyi çözüm diye tartışıyorlar. Ancak soruna muhalefetin yaklaşımı da yetersiz. Belediyelerin işlettiği yurtlar sorunun büyüklüğü karşısında devede kulak kalıyor. Meseleye temelli bakış açıları getirilmediği için tartışmalar da sığ düzeyde kalıyor. Gençlerin de tutundukları yerler bu sığlıkları aşamıyor.
Soruna temelli bir bakışın ilk adımı parasız eğitim hakkının üniversitede okumak isteyen herkese sağlanması zorunluluğudur. Buna yemek, barınma, sosyal ve kültürel aktiviteler de dahildir. Bu hakların hiçbiri serbest piyasanın dalgalı denizlerine bırakılamaz. Ayrıca öğrencilerin barınma sorunu güncel konut krizinden de, başarısız salgın politikalarından da bağımsız şekilde düşünülemez. Şu anda karşılaşılan sorunlar, uzun süreçlerin sonucunda ortaya çıktı. Bu nedenle ancak temelli bakış açılarıyla ele alınabilir.
Bu temelli sorunları ele almak, çözümleri arayıp keşfetmek gençlik mücadelesinin de önünü açacaktır. Günlük itirazlarla sınırlanmadan meseleleri kökünden tutma uğraşı çok değerli deneyimlere kapı aralar.