Zafer Havalimanı'nda 'Garantili' İflas

Bugün çıkan bir haberle kamu kaynaklarını yandaşlara aktarmak için icat edilen garanti sisteminin en ‘başarılı’ örneklerinden biri tekrar gündem oldu. Toplam nüfusları 1 milyon 678 bin kişi olan Afyon, Uşak ve Kütahya bölgesinde yapılan Zafer Havalimanı’na bir yıl için 1 milyon 280 bin kişi yolcu garantisi verilmişti. Sekiz yıl gibi kısa bir sürede de şirketin yaptığı yatırım maliyeti çıkarılmıştı.
 
Ancak mesele bunla kapanmadı. Havalimanını yapan şirket, garanti ödemeleriyle bile birlikte havalimanın maliyetlerini karşılayamadığını, bu nedenle de satış için teklif beklediklerini açıkladı. Günün sonunda akıllardaki sorular şunlar: Devlet desteğiyle bile elde tutulamayacak kadar gereksiz bir havalimanını kim önerdi, kim onayladı? Yüzde 99 hata payıyla belirlenen yolcu garantilerini kim hesapladı? Haydi diyelim bir havalimanı o bölgeye çok gerekliydi, devlet de zararları üstlendi. Projeye özel şirketler neden sokuldu? 
 
Zafer Havalimanı en başından kamu kaynaklarını birkaç şirkete aktarmak için bir paravan olarak yapılmıştı. Ancak bugün görülüyor ki bu paravan, garantilerle bile kar ettiremeyecek kadar kötü bir fikirmiş. Ama ülkede yine bu gerekçelerle inşa edilen ancak amaçlarına ulaşan çok sayıda paravan proje de mevcut. Köprüler, otoyollar, havalimanları, hastaneler gibi birçok inşaat projesi beşli çeteye ve yandaşlara rant sağlamak için yapıldı. Bu garanti ödemeleri yıllık milyar liralarla ölçülüyor. Yandaş şirketlere aktarılan her kuruş ise kamu yararına yapılamayan daha büyük harcamalar demek. Yani bütçenin eğitimden, sağlıktan, altyapıdan kesilmesi demek.