Yaklaşık bir yıl önce gündeme getirilip çıkarılan sosyal medya yasası, büyük sosyal medya kuruluşlarının Türkiye’de temsilcilik açmalarını, böylece hem vergi, hem de kullanıcı bilgilerinin adli makamlara aktarımı gibi konularda ‘kolaylık’ sağlanacaktı.
Son günlerde gündeme gelen yeni bir yasa ise ilk yasanın yeterli gelmediğini, AKP’nin sosyal medyada istediği şekilde baskı kuramadığını gösteriyor. İddialara göre yeni yasa hem sosyal medya üzerindeki ‘yalan’ haberlere ve hakaretlere yeni cezalar getirecek. Hem de yepyeni bir Sosyal Medya Başkanlığı’nın kurulmasına vesile olacak.
AKP’nin yalan haber ve hakaret tanımlamalarının muhalif görüşleri bastırmaktan başka bir anlama gelmediği açık. Büyük ihtimalle Fahrettin Altun’un ittirmeleriyle hazırlanan bu yasalar, AKP’nin her anlamda yaşadığı erimesini durdurma amacıyla hazırlanıyordur, eminiz. Ancak bu bu büyük bir yanılgı. İktidarın iddiası, sosyal medyada ortaya çıkan muhalif tepkilerin şişirilmiş olduğu. Ancak gerçek durum bunun tam tersi. İktidarın medya organlarındaki hakimiyeti, tepkilerin ancak bir bölümünün sosyal medyaya aktarılmasına sebep oluyor. Elbette bu bile onlara fazla geliyor.
İkinci sosyal medya yasası da birincisinde olduğu gibi gerçek olguların ve olayların yarattığı sonuçları engelleyemeyecek. AKP içinden geçtiği krizleri sosyal medya üzerindeki baskısını arttırarak saklayamayacak.