Bakanlığın Savunması Tutuklamadan Beter

Adalet Bakanlığı, Boğaziçi’nde yapılan sergide sergilenen bir resim nedeniyle tutuklanan iki öğrenciye yönelik AYM’ye savunma verdi. Savunmadaki ‘eşcinselliğin İslam’a göre haram olduğu’, bu nedenle de ‘tutuklamanın gerekli olduğu’ argümanı bakanlığın adalet anlayışını, iktidarın da LGBTİQ+’lara yönelik tavrını açığa çıkardı.
 
Bakanlığın savunmasında kullandığı ifadeler, LGBTİQ+’ların kendilerini herhangi bir şekilde göstermesinin bile bazı suçların kapsamına girdiği varsayımını taşıyor. Laiklik ilkesi gereğince toplumun diğer kesimlerini sınırlamaması gereken dini kabuller, bir yargı sürecinde yapılan değerlendirmenin tam ortasına konuluyor. Ayrıca Bakanlık kendi İslam yorumunu da evrensel bir olgu gibi sunmaya kalkışıyor. Bu varsayımlara göre gökkuşağı bayrağına yönelik fiili yasaklara da şaşmamak lazım. Ancak bu konumun ne hukuki, ne demokratik açıdan savunulacak hiçbir yönü olamaz. 
 
Üzerinden zaman geçmiş olsa bile, iktidarın asıl derdi sergide asılan resim olmadı elbette. Bu tutuklamalar, o dönemde daha yüksek seviyeden ilerleyen kayyım karşıtı direnişe verilen desteği kırmanın bir yolu olarak görüldü. Boğaziçi’ndeki direniş en aşağı yöntemlerle marjinalleştirilmek ve geniş kamuoyu desteğinden koparılmak istendi. Yine de yapılan tutuklamalara verilen tepkiler ve sonrasındaki süreç bu planı boşa çıkardı. Boğaziçi direnişi LGBTİQ+’larla olan dayanışmasından geri adım atmadı, kamuoyu da desteğini azaltmadı.
 
Ancak iktidar fırsat bulduğu her koşulda LGBTİQ+’lara yönelik ayrımcı tavrını ortaya koyacak ve onların haklarını kısıtlmaya çalışacaktır. Buna karşı gelebilecek tek şey de zaten çokça örneği olan mücadelenin arttırılması olacak.