Geri Kabul Anlaşması Göçmenlere Hapishane Oluyor

Yükselen göçmen karşıtlığı karşısında iktidar göçmenlerin misafirler olarak görünmesi gerektiğini anlatmayı düşük perdeden de olsa sürdürüyor. Göstermelik bir destek olan bu söylem, AKP’nin yerini göçmenlerin yanındaymış gibi gösteriyor. Ancak bu doğru değil.

Göçmenleri geçici statüde tutan, haklarını vermeyen, hatta kayıtsız şekilde ucuza çalıştıkları için övünen AKP’nin göçmen politikasına zaten göçmenlerin yararına denemez. Ancak bu politikanın temelini başka bir mesele oluşturuyor, o da Avrupa ile yapılan Geri Kabul Anlaşması.  Dış desteğe ve mali yardımlara muhtaç olan iktidar, Suriye’deki iç savaşın daha şiddetli yaşandığı dönemde bu anlaşmayı imzalamış ve Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenleri Türkiye’de tutacağına dair taahhüt altına girmişti. Anlaşmanın özelliği, evrensel bir hak olan mültecilik talebini çiğnemesi ve Avrupa’ya kendi imkanları ile ulaşan göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesini sağlamasıdır. Geçen yıl Avrupa ülkelerini tehdit amacıyla sınırlara yığılan göçmenler işte bu anlaşmanın dışında yapılan bir hamleydi. Ama bu olay dışında Türkiye anlaşmaya uymaya ve göçmenleri Türkiye’de tutmaya devam etti.

Buradan anlaşılacağı üzere iktidar göçmenlere ülkelerinden kaçıp gelebilecekleri, haklarının tanındığı ve kendi yaşamlarını kurabilecekleri bir son yuva sağlamıyor. Tam aksine Avrupa’nın göçmenleri denizlerde boğulmaya terkeden politikalarının bir uzantısını uyguluyor. Ülkeyi göçmenler için bir hapishaneye çevirip onların istedikleri ülkeye gidebilme haklarını ellerinden alıyor.

AKP’nin göçmen dostluğu sözde kalan bir söylemden başka bir şey değil. Göçmenlerin haklarını savunmayla, AKP’nin göçmen politikalarını savunmayı aynı konumda görme yanılgısı da ancak AKP’nin işine gelen bir bakış açısı. Asıl karşı çıkılması gerekenler emperyalist güçler onlarla her durumda anlaşabilen AKP’nin aldığı tavırlar.