Yaz aylarına Marmara’daki müsilaj felaketi ile girmiştik. Ardından selleri ve yangınları yaşadık. Bugün de Karadeniz’deki şehirlerde yaşanan olağanüstü yağışları görüyoruz. Bir yılda yağması gereken yağmurun üçte birinin bir günde toprağa düştüğü belirtiliyor. Bartın, Sinop, Kastamonu hala sellerle uğraşıyor.
Olağanüstü düzeydeki iklim olaylarını küresel ısınma tetikliyor. Ancak Karadeniz bölgesindeki bir diğer sebep de her akarsuya, nehre yapılmış olan HES’ler. Sözde enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak HES’ler, yandaş inşaat şirketlerine, beşli çeteye rant sağlamanın yolu olunca sonuçları da hiç hayırlı olmuyor. Dereler taşıyor, yerleşim yerlerini basıyor. Bakan Pakdemirli ise HES’lere toz kondurmayıp ‘Asıl HES’ler mağdur oluyor’ diyebiliyor. Yıllardır HES’ler hakkında yapılan itirazların bir bir doğru çıkmasını görmezden geliyor.
Bu felaketlere karşı AKP’nin yaptığı tek şey, bakanların toplu şekilde yaptıkları ziyaretler oldu. Afet bölgelerinde yapılan monoton açıklamaların ve planlı foto-video çekimlerinin şu ana kadar kimseye yararı olmadı.
Bu yaz döneminde yaşadığımız afetlerin korkunç sonuçları oldu. Ancak bundan sonra azalacaklarını, iktidarın afetlere karşı önlemlerini arttıracağını söyleyemiyoruz. Kapitalizmin yarattığı felaketler daha sık, daha korkunç şekillerde önümüze gelmeye devam edecek. Bu felaketlerin asıl sebeplerinin anlatılması görevi de hep üstümüzde olacak.