Erdoğan dün çıktığı televizyon programında yangının zararlarını nasıl telafi edeceklerini anlattı: Yangın olur da canlılar yanmaz mı? Canlıların sahiplerine bu canlılar kadar ödeme yapacağız. Büyükbaşsa büyükbaş, koyun, beyaz et hepsinin ödemelerini yapacağız.
Erdoğan’ın ‘canlılar’ sözünden anladığı ancak gözünü para ve ranttan başka bir şey görmeyen bir siyasetçinin anlayışı olabilir. Yangında kaybettiği hayvanları için ağlayan çiftçilerin bile ağlama sebepleri yalnızca geçim kaynaklarının yok olması değil. Videolarda feryat figan etmelerinin sebebi daha derin. Erdoğan ise o soğuk ses tonuyla yangında kaybedilen çiftlik hayvanlarını ‘Büyükbaşsa büyükbaş…” diyerek tanımlıyor. Kafasının arkasında zaten çiftçilerin verdiği tepkinin gereksizliği var.
Bu durumun ötesinde de yangınların yalnızca çiftlik hayvanlarını değil, ormanlardaki tüm canlıları öldürdüğü gerçeği var. Ormanlar yalnızca ağaç, sincap ve kuş vb. sayısıyla değeri ölçülebilecek yerler değildir, tüm bu canlıların birbirleriyle ilişkilerinin yaşanabildiği, karmaşık bir ağ sistemidir. Bilimsel tabir de zaten ‘orman ekosistemidir’. Bu karmaşık sistem, tek tek canlıların kendisinden daha büyük bir şey oluşturur. İnsanlar da bu ekosistemin tümüyle bütünsel bir ilişki kurar. Geçim kaynakları, kültürleri, yaşam alanları ve hayatlarının sayılamayacak birçok bölümü bu ormanlara bağlıdır. İşte yangınların asıl maliyeti bu ilişkiler ağıdır. Orada yaşayanların canhıraş şekilde yangınlara karşı mücadele vermesinin sebebi de budur.
Ormanları görünce kullanıma açılmamış inşaat arazileri görenlerin, yanan ormanları sıra sıra ağaç dikerek telafi edeceğini sananların göremedikleri gerçek işte bu. Bu felaketlerin maliyetleri kredilerle ödenemeyecek kadar büyük. Ancak sorumlular da açıklamalarıyla suçlarını hemen itiraf etmekte.