Yüksek Askeri Şura bugün yangın felaketlerinin gölgesinde yapıldı. Erdoğan’ın ordu içerisinde kendisine yakın olmayan tüm tarafları tasfiye etmeye çalıştığı bilinen bir gerçek. Geçen yıl 600 albayın emekli edilmesi tasfiye olarak yorumlanmıştı. Bu yıl da benzer bir tasfiye dalgasının gelmesi bekleniyordu ancak açıklanan kararlara göre o düzeyde bir emekliye ayırma gerçekleşmedi.
Elbette emekliye ayrılan veya terfi ettirilen isimlerle ilgili değerlendirmeler ileriki günlerde de çokça yapılacaktır. Kimin ne tarafa yakın olduğu, geçmişleri, kritik süreçlerdeki tavırları didik didik edilecektir. Ancak bugünden ilk görülen olgu, beklenen büyük tasfiye dalgasının gelmediğidir. Bunun aksine Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilen Musa Avsever’in Ergenekon iddianamelerinde adı geçen biri olması, tasfiye yerine kısa süreli bir uzlaşmayı işaret ediyor olabilir. Erdoğan’ın YAŞ sonrası hiç vakit kaybetmeden Bahçeli’yi ziyaret etmesinin de şimdiden tahmin edemediğimiz bir sebebi vardır.
YAŞ’a giden birkaç aylık süreç, Peker’in iddialarının büyük etkisiyle iktidar içi grupların çatışmalarını tüm ülkenin gündemine getirdi. Büyük küçük her gündemde bu iç çatışmanın izlerini gördük. İktidar içi çatışmaların sonuçları YAŞ sonrası bir süre görülmez olabilir, tansiyon düşebilir. Ancak YAŞ’ta bir tasfiye dalgasının gelmemesi elbette bu iç çatışmaların sonlandığı ve kalıcı bir uzlaşmanın geldiği anlamına gelmeyecek. Erdoğan her fırsatta orduyu tamamen kendisine bağlamaya ve iktidar içi diğer grupları tasfiye etmeye çalışmaya devam edecek. Erdoğan’a bağlı olmayan diğer gruplar da konumlarını ve hamlelerini buna göre şekillendirecek. Güncel siyasi değerlendirmelerimizin isabeti için bu ayrışmaları ele almaya ve yorumlamaya devam edeceğiz.