Erdoğan’ın yangın bölgesine yaptığı ziyareti anlatan bir muhtar kendilerine denilenleri aktarıyor: 500 binlik liralık masraf varsa 300 binini biz karşılayacağız, kalanını kira öder gibi ödeyeceksiniz. AKP’li belediye başkanı, evlerini kaybedenler için yapılacak olan TOKİ evleriyle ilgili “Çok cüzi fiyatlara yeni ev yapılacak. Keşke evimiz yansaydı diyecekler vardır” diyor. MHP ise geçim kaynaklarını kaybeden çiftçilere beşer keçi bağışlanacağını duyuruyor. Bunlar söylenirken Akdeniz coğrafyasında insanlar yangınları söndürmek için kendi seferberliğini ilan ediyor.
İktidarın apaçık şekilde gösterdiği bu duyarsızlık yıllar boyunca biriktirdikleri ayrıcalıkların, halkı tebaa olarak görme anlayışının ve kendilerini hesap sorulamaz görmelerinin sonucu. Meseleden bu kadar uzak, halkın halinden bu kadar kopuk olmaları her şeyi anlatıyor. Daha yangınlar söndürülmeden müjde diye verilen TOKİ evlerinin yerel mimariye uygun yapılacağı detayı atlanmıyor. Asıl gurur duyulan durum hiçbir zaman afetlere yönelik tedbirler ve hızlı müdahaleler değil. Asıl mesele geleneğe göreneğe, kendi belirledikleri kültüre uygunluk… Asıl güç felaketler sonrası ‘tebaaya’ dağıtılan sadaka… Bu ‘sadaka’ elbette AKP’nin ekonomi anlayışına uygun şekilde, yani ucuz kredi olarak dağıtılacak. Yangınlar söndürüldükten sonra da Erdoğan çıkacak, bu kredileri verilen çok büyük yardımlar olarak anlatacak.
AKP’nin müsilaj krizinde ve daha küçük çaplı felaketlerde ucunu gösteren çürümüş siyaset anlayışı, bir haftadır söndürülemeyen yangınlarla birlikte tepeden tırnağa açığa çıktı. Yüzsüzlük, sorumsuzluk ve beceriksizlik… İktidarın yangınlarla olan sınavından tek hatırlanacak bunlardır.