Bu sabah açıklanan üniversite sınavı sonuçlarında istediği sonuçları alanları şimdiden tebrik ediyoruz. Beklediği puanları tutturamayanlara, istemedikleri bölümlerde okumayı veya bir yıl daha hazırlanmayı önüne koyanlara da önlerinde daha uzun bir yol olduğunu, hiçbir şeyin kesin olarak sonuçlanmadığını hatırlatıyoruz.
Bir üniversiteye gidilsin veya gidilmesin, gençlerin yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar çok değişmiyor. İşsizlik, geçim sıkıntıları, özgürlüklere yönelik aile baskıları… Üniversitelere gidenlerin karşılaşacakları niteliksiz, baskıcı eğitim, canlılığı tamamen bitirilmiş bir kampüs hayatı ve tamamen piyasacı bir bakış açısıyla kaplanmış kaba bir fikirsel ortam… Gençlerin önlerindeki süreçte kesin olan şey, daha fazla mücadele alanının ve imkanının onları beklediği.
Üniversite sınavları elbette gençlerin kendi hayatlarına yön verebilmek için ellerinde bulunan imkanlardan biridir ancak tek imkan da değildir. Mücadele ile geçecek bir hayatın olasılıkları sayısızdır. Bu olasılıklar arasında seçimlerini yapacak olanlar da gençlerin bizzat kendileridir. Düzenin ve geleneklerin boğucu sınırlarına takılmaya gerek yok. Sınırlar aşılabilir, başka yollar çizilebilir. Bunun örnekleri yoldaşlarımız arasında da sayısızdır.
Sınava giren, kazanan kazanamayan her gencin bilmesi gereken tek şey; kendi iradelerine, potansiyellerine güvenmeleri gerektiğidir. Sallantıda bir düzenin basit bir sınavı, gençliğin geniş ufuklarını sınırlayamaz.