AKP'ye Yeni Görev: Göçmenleri Durdur

Merkel’in Türkiye’nin göçmen politikasını övmesinin ardından Avusturya Başbakanı Kurz’un da Afgan göçmenlerin Türkiye’de kalmasının daha iyi olduğunu söylemesi, Avrupa’nın göçmenlerle ilgili görüşlerini tekrar gündeme oturttu. Sözde farklı siyasi eğilimlere sahip Merkel ve Kurz’un göçmenlerin Avrupa’ya geçişini istemeyip Türkiye’de kalışlarını desteklemeleri Avrupa’nın yabancı düşmanı mutabakatını da ortaya çıkarıyor.

Mesele elbette Avrupa ile sınırlı değil. ABD’nin Türkiye’ye verdiği Afganistan’daki bekçilik görevinin de, AB’nin vaat ettiği büyük göçmen desteği paketinin de aynı emperyalist politikaların birbirini tamamlayan yönleri olduğu görülmeli. ABD hem ortaya çıkarıp hem de savaşmak zorunda kaldığı Taliban’a bölgeyi terkediyor, çıkarlarını koruması için Türkiye’yi görevlendiriyor. Avrupa da Taliban nedeniyle göçmek zorunda kalanların sınırlarına varamamasını Türkiye’ye vereceği rüşvetlerle garantiliyor. Emperyalist politikaların daha açık bir örneği olamazdı. AKP de sözde açık kapı politikasıyla, özde ise emperyalizmin taşeronluğunu yaparak bunlara katılıyor. Bir de AB liderleri izledikleri bu politikaları utanmadan açık açık savunuyor.

Bütün bu politikaların sonuçlarının emperyalizmin çıkardığı savaşlardan ve Taliban’ın gericiliğinden kaçmak ve ülkemize göçmek zorunda kalanlara yüklenmesinin ise hiçbir bahanesi olamaz. Başka bir ülkeye göçmek, burjuvazinin yapay ulusal sınırlarını aşmak, kendisi veya ailesi için daha iyi imkanlar istemek her insanın hakkıdır. Bu hakkın karşısında ise emperyalizmin, kapitalizmin çıkardığı savaşlar ve oluşturduğu sınırlar vardır.

Ülke içinde artan ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı durmak ile ülke dışındaki emperyalist müdahaleleri reddetmek birbirini tamamlayan tavırlardır ve her sosyalistin amasız fakatsız bu ilkeleri benimsemesi gerekir.