Tuz Gölü’nü besleyen tüm kanallar sulama için kaçak şekilde kesilince binlerce flamingo susuzluktan yaşamını yitirdi.
Kocaman denizlerin, binlerce ağacın, milyonlarca hayvanın ölümünü seyrediyoruz. Neredeyse her biri görüntüsü ancak havadan çekimlerle görülebilecek düzeylerde büyük katliamlar. Yani yanlışlıkla bir anda yapılan hatalar, tekil olaylar değil. Sebebi emek gücünü, doğayı, hayvanları tahakkümü altına alan bu sistem. Bu olayın sistemle ne ilgisi var diye düşünenlere...
Flamingolar tişörtlere bastırılır, turistler gelsin diye Tuz Gölü’nün reklamları yapılır, zaten doğa başka ne işe yarar ki? Tuz Gölü’nün, flamingoların yaşamasının başka türlü bir anlamı yoktur. Bu sistemin şimdiki temsilcisi siyasi iktidar flamingoları öldürmek için uğraşmadı elbette. Ancak doğanın tahakkümü ilişkisini devam ettirdi. Sulama için flamingoların ölümü mübahtır anlayışı böyle oluştu. Kontrol edilmesi gereken her şey kontrolsüz ilerliyor. Meseleler en düzenlenmesi gereken noktalarda kendi hallerine bırakılıyor. Flamingoların ölümü yalnızca tek bir sonuç...
Şimdi önümüze flamingolar ölmesin diye imza kampanyaları düşecek, bir flamingoyu yaşatmak için sosyal medyadan bir butona tıklamanız istenecek, bir tıkla kurtardığımız vicdanımız pazarlanacak . Yine tıklayın tabii. Ama devasa sonuçlar yaratan bu tahakküm ilişkisi bitmedikçe denizler, hayvanlar ölmeye devam edecek. Doğanın, hayvanların kurtulması için bizim devasa mücadeleler yaratmamız gerek, var olan sistemde devasa yarıklar açmamız gerek.