15 Temmuz arifesindeyken Meclis’teki torba yasada bulunan üç düzenleme OHAL rejiminin fiili olarak nasıl sürdüğünü tekrar ortaya çıkardı. Belli suçlarda gözaltı sürelerinin uzatılması, şirketlere kayyım atanmaları ve kamu görevlilerinin ihracı gibi düzenlemelerde 3 yıl süreyle getirilen yetkilerin tekrar uzatılması demek, 2023 seçimlerine kadar fiili OHAL’in sürmesi demek.
15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL üç ay başlamış ve yedi kere uzatılarak iki sene sonra tamamlanmıştı. OHAL sürerken bir referandum, bir de başkanlık seçimleri yapıldı. Son uzatma teklifleri ise OHAL süreci bitmiş olmasına rağmen hala sürdürülen bazı düzenlemelerin geçerlilik süresinin uzatılmasını ifade ediyor. Bu uzatmaların hepsi elbette hala ‘beka’ ve ‘terörle mücadele’ bahaneleriyle savunuluyor. 15 Temmuz’un üzerinden geçen beş senede yapılanlar ise konunun yalnızca ve yalnızca iktidarın karşısında olanları bastırıp sindirmek olduğunu anlatıyor.
AKP 15 Temmuz sonrasındaki OHAL yetkilerini çok sevdi ve iki yıl boyunca onlardan ayrılamadı. 15 Temmuz sonrası OHAL ile birlikte şu anda sonuçlarını yaşadığımız başkanlık rejimi getirildi ve Erdoğan başkan seçilebildi. Şimdi geriye baktığımızda tüm bunların iktidarın krizlerine çözüm olmadığı açık. Temel çelişkilerden doğan krizler her dönemde bastırılıp ertelenmeye çalışıldı, ancak her seferinde daha da şiddetlenerek ortaya çıktı. Güncel olarak gördüğümüz ise iktidar içi grupların birbirleriyle olan çatışmalarının bile en yüksek düzeyde yüzeye çıkmaya başlamasıdır. AKP elbette dişiyle tırnağıyla OHAL’e ve onun getirdiği yetkilere tutunacak. Ancak bunlarla kalıcı sonuçlar alınacak nokta çoktan geçildi.