Rabia işareti AKP’nin başlangıcından beri benimsediği bir işaret değil aslında. Baş parmak hariç dört parmağın havaya kaldırılarak yapılan işaret Mısır’ın Tahrir Meydanı’nda 2013 yılında öldürülen Rabia isimli genci sembolize ediyordu. Genç Rabia darbeci Sisi’nin kurşun yağdırdığı haftalar süren protestolarda katledildi.
Kendini Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütüyle yani İhvan ile aynı çizgide gören Erdoğan bu katliamı yıllarca meydanlarda protesto ettirdi. Hatta Rabia işaretini sembol olarak kabul etti. Darbeci Sisi ile ilişkileri kesti. O tarihten bu yana Mısır’la Türkiye arasında süren bir diplomatik ilişki kalmadı.
Bugün ise işler yine tersine döndü. Darbeci Sisi’den muhatabımız Sisi’ye geri döndüler. Akdeniz’deki enerji kaynakları üzerine yükselen uluslararası rekabet siyasi iktidarı istemeye istemeye Mısır’la anlaşmaya zorladı. Bugün itibarıyla resmi diplomatik ilişkilerin başladığını kabul ettiler.
Bizim için bu dönüşleri takip etmek önemlidir. Düzen siyasetinin emperyalist rekabetten bağımsız olduğunu düşünmüyoruz. Piyasalar arası rekabetin en sonunda ulus devletler arasında rekabete dönüştüğünü hatta savaşlara sürüklendiğini her zaman söyledik. Ulus devletler arasındaki ilişkiler ölümcüldür. Anlaştık deseler de anlaşamazlar. Çıkarları çerçevesinde ittifaklarını değiştirebilirler, birlikte hareket etmeye çalışırlar. Ama kalıcı barış, silahsızlanma gibi hedeflerin yanına bile yaklaşamazlar.
Bu dönüş siyasi iktidarın içeride yaşadığı zayıflamanın dışarıda da yaşandığını gösteriyor. Parmak sallanan dönemden parmakların indiği döneme geçilmek zorunda kalınıyor. Dediğim dedik döneminin sonuna geliniyor. İçerde iktidarını sürdürebilmek, ekonomik krizin derinleşmesini önlemek için dışarıda her türlü ittifaka kapı aralamak istediklerini dünyaya ilan ediyorlar. Rabia'yı vermek pahasına da olsa her türlü anlaşmaya hazırlar. İhvancının darbe karşıtlığı da buraya kadar.