Anayasa'dan Yasadan İstanbul Sözleşmesi'nden Vazgeçmiyoruz

Bugünden itibaren Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyor. Bu durum kadın kurtuluş mücadelesini daha da kuvvetli hale getireceğimiz anlamına geliyor. Bu zamana kadar her türlü zorluğa göğüs germiş ve kuvvetlenmiş kadın kurtuluş mücadelesi kadınların haklarını kullanmasını sağlamaktan asla geri adım atmayacaktır.

İstanbul Sözleşmesi kararının altından nasıl kalkacaklarını şaşırıyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme tarihi olan bugün Erdoğan kadına yönelik şiddete karşı eylem planı açıklıyor. Neredeyse her konuda yaptıkları gibi “biz yaptık, oldu”. diyemiyorlar. Defalarca kez kadına yönelik şiddete karşı olduklarını açıklamak zorunda kalıyorlar. Neden? Çünkü bu ülkedeki en meşru toplumsal mücadeleyi karşılarına alamıyorlar. Alamazlar. O nedenle de kadın kurtuluş mücadelesi ilerlediği sürece kolay kolay İstanbul Sözleşmesi’nin sınırlarından çıkamayacaklar.

Her türlü genelgeyi çıkarıp, hukuksuz uygulamaları hayata geçirip, Anayasa’yı değiştirmeye çalışan, ortalığı kasıp kavuran iktidar kadınların sorununun çözümü için ne öneriyor? Erdoğan bugünkü açıklamada “Eylem planımızın asıl amacı toplumun bakış açısını değiştirmektir.” diyor. İktidar için her türlü yasa çıkıyor, fermanlar yazılıyor. Konu kadınlara gelince mesele hemen zihniyet meselesi oluyor. Bu kadar tutarsızlık görülmedi.

Siyasi iktidar kendi selameti için anayasayı ihlal etti, LGBTİQ+’lara durmadan saldırıyor. Ancak sözleşmeden çekilme kararıyla toplumun en az yarısını karşısına aldı. Ve en önemlisi bu kararın yalnızca kadınlara değil, tüm topluma bir saldırı olduğunu analiz eden Kadın Meclisleri büyüyen mücadelesini tüm toplumsal mücadelelerle de birleştiriyor. Bugünden itibaren başlayan eylemlerin ardı arkası kesilmeyecek, kadınlar daha çok örgütlenecek. Kadınlar ve LGBTİQ+’lar eşit ve özgür yaşayana kadar bu mücadele devam edecek.