İşsizlik Düzenin Kanunu Çözüm Emekçilerin Mücadelesi

Ataması yapılmamış bir öğretmenin A101’de çalışmaya başladığını anlatan paylaşımı işsizliğin ve zincir marketlerdeki sömürünün yeniden gündem olmasını sağladı.

Zincir marketler işsizliği kullanıyor. Kapıda bekleyen milyonlarca işsiz var. İnsanlar işsiz, üniversite mezunları işsiz. Haliyle ne iş olsa yapacak insan topluluğu birikiyor. Verilene razı gelmek zorunda kalan milyonlarca insanın olmasını marketler fırsat biliyor. Düşük ücrete ve az işçi çalıştırıyor, uzun çalışma saatleri dayatıyor, her işi yaptırıyor. İtiraz eden olduğunda ise kapıdaki işsizleri tehdit olarak gösteriyor.

İşsiz kalmamak ve bir statüye kavuşmak için herkes üniversite eğitimi almaya çalışıyor. Her genç müthiş bir rekabete giriyor. Sınavda daha yüksek puan, daha fazla dil, daha fazla sertifika, yüksek lisans, daha geniş bir CV… Sonuç itibariyle bunlar da bir işe yaramıyor. İstihdam için üniversite okumak işsizlik rakamlarını düşürmekten, işsizliği ertelemekten başka işe yaramıyor. Üniversite mezunları gidiyor ve marketlerde mesleğiyle alakası olmayan şekilde ve düşük ücretlerle çalışmaya başlıyor.

Ancak sadece “Üniversite mezunları bunu mu hak ediyor” demiyoruz. Böylesi çalışma koşullarını hiç kimse hak etmiyor. Üniversite mezunu olanlarla olmayanların emeği farklı değerlere sahip değildir. Kim ne üretirse üretsin ne hizmet verirse versin patronların sermayesi için ölçüsü aynıdır. Sömürü de aynıdır. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz ve yarattığı işsizlik ile bu daha açık şekilde görünüyor. İstediğin formasyona sahip ol ya da olma, en güzel üniversitelerde oku ya da okuma aynı yerde çalışıyorsun. Şu an en görünür haliyle zincir marketlerde...

İşsizlik var ve patronlar bunu fırsata çeviriyor. Çalışmak isteyene düşük ücret, çalışana tehdit aracı görüyor. Ancak bu tehditi tersine çevirebiliriz. Düzen emekçilerin iş bulabilmek için patronlara ihtiyacı olduğunu anlatır. Ama durum tam tersidir. Emekçiler olmazsa ortada ne üretim kalır, ne kar.

Marketten aldığımız bir bisküvinin değerini ne belirler? Ambalajı, bisküvinin içindeki ürünler mi sadece? Hayır. Bunlar zaten değişmez. Ancak ambalajı üreten, bisküvi içindeki ürünleri birleştiren, şekil veren, onu marketlere taşıyan, depolayan, reyona koyan, kasada duran insanların emeği değer katar. Patronların sermayesi bu emek sayesinde katlanabilir. O nedenle de esasen patronların işçilere ihtiyacı vardır. Bu gerçeği emekçilerin çıkarları için kullanabilmenin yolu da bu düzende sömürülenlerin örgütlü ve sürekli mücadelesidir. Sömürüyü durdurabilmenin yolu budur.