Afganistan halkı yıllardır ABD ve NATO’nun başlattığı savaşın bedelini ödüyor. ABD, Taliban’a karşı 20 yıldır sürdürdüğü savaşı bitirmeye ve askerlerini Afganistan’dan çekmeye hazırlanıyor. Biden, ABD’ye toplam maliyeti 2 trilyon dolar olan işgalden çekilerek dünyadaki diğer stratejik noktalara, Çin ve Rusya’yı sıkıştırmaya yönelik hamlelere yönelmeyi planlıyor. ABD’nin ardında bıraktığı yaşamını kaybeden onbinlerce Afgan, göç etmek zorunda kalan milyonlar ve altyapısı kalmamış, etnik çatışmaların son raddede görüldüğü, yıkılmış bir ülke olacak.
Ancak bu ABD ve NATO’nun çıkarları bölgede savunulmayacak demek değil. Durumu fırsat olarak gören Erdoğan, sıfıra inen desteği geri kazanmak için bu çıkarları savunabileceğini ilan etti. Derin ekonomik kriz, Halkbank davası, S400’ler ve F35’ler, hatta Peker’in açıkladığı uluslararası mafya ağları… Görüşmelerde Biden’ın Erdoğan’a karşı elinde olan kozlar bunlardı. Erdoğan’ın ise pazarlık için elinde askeri güçten, yani emekçi çocuklarının canından başka bir şey yoktu. O da masaya bunu koydu. Erdoğan’ın bu meselelerden çok bir şey kazanma ihtimali yok, durum daha kötüleşmezse ona yetecek. Sırf bunun için bile Afganistan’da emperyalizm adına daha büyük sorumluluk almaya soyunuyor. Başkalarının kaçmaya çalıştığı meseleye boylu boyunca girebileceğini ilan ediyor.
Peki bu durumun Afganistan’daki halklara bir yararı var mı? Yok. Türkiye’deki halklara bir yararı olacak mı? Olmayacak. Bu durumdan fayda sağlayacak tek odak, Afganistan’daki amaçlarını Türkiye’ye taşere eden büyük emperyalistler olacak.
Emperyalizm dünya halklarına kan ve savaştan başka bir şey getirmez. Erdoğan için emekçi halkın çocuklarını savaşa sürmek kolay ancak biz Türkiye’nin büyük emperyalistlerin jandarmalığını yapmasına her durumda hayır demeliyiz. Afganistan’da ve dünyanın her noktasında emperyalist müdahalelere karşı durmalıyız. Emperyalizmin ve kapitalizmin kanlı düzeni yenilecek, dünya halkları barış ve huzura kavuşacak.