YÖK Başkanı Yekta Saraç yaptığı bir konuşmada “Üniversiteler, milletin kızlarını emanet ettiği, hocalarına ‘annelik, babalık yap, rehberlik yap’ diye emanet ettiği kurumlar” şeklinde skandal bir cümle kurdu.
Yekta Saraç’a birilerinin üniversitelerin eğitim veren kurumlar olduğunu hatırlatması gerekiyor. Saraç’ın açıklamasının tam aksine üniversiteler gençlerin farklı fikirlerle tanışabildikleri bir özgürlük ortamı olmalıdır. Gençlerin birilerine emanet edilmeye ihtiyacı yok. Akademisyenlerin de kimseye analık, babalık yapmasına gerek yok. Gençler, özellikle de genç kadınlar sahip çıkılması, bakılması, korunup kollanması gereken varlıklar değiller.
Bunun öylesine edilmiş bir laf olmadığının farkında olmalıyız. Bu sözler AKP’nin gerici zihniyetinin ve gençliği kontrol altında tutma isteğinin sonuçları. Aile değerlerinin arkasına gizlenerek gençleri baskı altına alma çabalarından biri. Bu çabalar bir sonuç vermiyor çünkü yeni olanın ve değişimin karşısında duramazlar. Gençler üniversiteye gidiyor, çalışma hayatına katılıyor. İşsizlikle, yetersiz eğitimle, geleceksizlikle karşı karşıya geliyorlar. Tüm bunları sırtlananlar elbette kendi yaşamları hakkında da karar alabilecek yeterliliğe sahipler Modern bir hayatın gerekliliklerine ters düşen bu açıklamalar gençler açısından zaten yok hükmündedir. Gençlerin talebi yaşamlarını kuşatan bariyerler değil, iş, eğitim ve anlamlı bir gelecektir.