Bakanlık 'Eğitim Vereceğim' Bile Diyemiyor

Pazartesi günü yapılan kabine toplantısında eğitim için de bazı kararlar alındı. Öğrenciler yararına bir karar çıkmasını zaten beklemiyorduk. Herhangi bir kesimin yararına olacak bir karar vermemelerine maalesef alışkınız. 
 
Yeni çıkan karara göre 7 Haziran’dan itibaren ortaokul ve liseler haftada 2 gün eğitim görecekler. Milli Eğitim Bakanı’nın Liseye Giriş Sınavı’nın 6 Haziran Pazar günü olduğundan haberi yok mu? Sınav geçip gittikten sonra neyin telafisi yapılacak? Bütün bir pandemi boyunca öğrencilerin taleplerine kulak asılmadı, vakalar artış göstermeye devam ederken öğrenciler yüz yüze sınava çağırıldı. Tablete ve internete erişimi olmadığı için koca bir sene eğitimden uzak kalan binlerce öğrenci oldu. 
 
Yazın yapılacak telafi dersleri ise isteğe bağlı gerçekleşecek. İsteyen öğretmen görev alacak, isteyen öğrenci derse gidecek. Ziya Selçuk telafi derslerine ‘tarlada vakit geçirmek’ zorunda olduğu için gelemeyecek olan öğrencilere ziyarette bulunmayı düşünüyor mudur, olabilir. 
 
Tutarlı ve hedefli bir eğitim politikası olmayan ve öğrencilerine hiçbir şey sunamayan Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir amacı varmış gibi bile yapmıyor. Modern devletlerin en temel görevlerinden biri halka eğitim sağlamaktır. Ancak aynı devlet belli bir sınıfın çıkarlarını da korumak zorunda olduğu için bunu sadece göstermelik olarak yapar. O yüzden MEB’in tutarlı olma, nitelikli eğitim sunma gibi bir derdi yok. Önemli olan özel okulların yeteri kadar kazanabiliyor olması. Ziya Selçuk’un kendi okulu olan Maya Koleji yıllık kazancını arttırdıysa gerisi çok da önemli değil. Öylesine telafi dersleri koyulur ona da isteyen gelir isteyen gelmez. Emekçi halkın çocuklarına verilen eğitim umurlarında bile değil. Ancak gençler bunu görüyorlar, tepkisiz kalmıyor, harekete geçiyor ve örgütleniyorlar. Umursamadıkları gençler eğitim hakkını sermaye sahiplerinin ellerinden alacak.