Boğaziçi'nin Konuşma Baloncuğu

Dün gece çadırlarıyla okul içinde kalmak isteyen Boğaziçililer gece yarısı bir müdahale ile okuldan çıkarıldı. Bugün de okula girmek isteyen öğrencilerden birine güvenliğin saldırması üzerine hocalar ve öğrenciler okulda toplandı, güvenliğin saldırısını protesto etti.
 
Son birkaç günde yaşananlar, Boğaziçi’ndeki direnişin eksik yönlerini de gösteriyor. Öğrenciler ve hocalar direnişlerini belli düzeyde sürdürebiliyor ancak direnişe katılanların asıl sözü ve sloganı önceki kadar gündeme getirilemiyor. Hem Feyzi Erçin’in derslerinin engellenmesinde, hem de bugünkü okul güvenliklerinin saldırısında sivrilen bir slogan ve talep olmadı. Direnişin kendi sözü, yani siyasi fikirleri gündeme gelmeyince bir bütünlük oluşturulamıyor. Okul içinde kayyım yönetimine karşı olan farklı inisiyatiflerin yaptıklarının birbirleri ile bağlantısı kurulamıyor. Meseleler genel bir isyan çizgisinden ele alınıyor ama mücadele somut olarak ilerleyemiyor. Bu durumdan genel öğrenci kitlesi de olumsuz etkileniyor. Çünkü ortada katılabilecekleri bir fikri göremiyorlar.
 
Rektörlük seçimi talebi, direnişin başlangıcında hem öğrenci ve hocaların, hem de genel kamuoyunun desteğini alabiliyordu. Şimdi ise bu talep neredeyse görünmez duyulmaz oldu. Bu eksiklik direnişin genel ilerleyişini sekteye uğratıyor.
 
Bu gidişatı durdurabilmenin yolu ise siyasi fikri, yani direnişin üzerindeki konuşma baloncuğunu geri kazanmaktan geçiyor. Ancak böyle olursa dağınıklık son bulabilir. Beş aydır süren direnişin biriktirdiklerini korumanın yolu da budur. Öğrencilerin bugüne kadar kazandıkları deneyim, kendi siyasi fikirlerini ve yöntemlerini keşfetmeye yeter. Yeter ki bu açığa çıkarılabilsin.