Yargılaya Yargılaya Bitiremediler

Bugün 3. kez yeniden başlatılan Gezi davasının ilk duruşması vardı. Bundan önceki 2 dava da boşa düşmüştü.. Sanıklar beraat etti, davalar kapandı. Davalar kapandı ama iktidarın kini hiç bitmedi, bu nedenle hala bir yerlerden bir şeyler tutturulmaya çalışıyor. Ortada ne kanıt var ne de bir suç. Bunları arayan savcı ve hakim de yok.
 
Gezi’den bu yana 8 yıl geçti. İktidarı en derinden sarsan itiraz hareketi oldu Gezi. İktidar için en büyük yenilgi. Bu açıdan dönüp dolaşıp Gezi’den intikam alacağını dile getirmesi, kendileri için bir siyasi güç gösterisi. 
 
Ancak bu gösterinin birçok bedeli var. Dünya kamuoyunda, ortada olmayan bir suçtan yıllardır tutuklu yargılanan sanıkların, üçüncü kez yargılamaya kalkarak beraat etmiş insanları hala suçlamaya çalışmanın bir bedeli var. Hukuku tanımadığının ilanı bu. Seçim dönemlerinde “Umrumda değil” dese bile, gerçek ilişkiler AKP’ye bu tutarsızlığının hesabını sürekli soruyor. Bu açıdan da iktidar için bu davadan suç çıkarsa ayrı bir dert, çıkarmasa ayrı bir dert.
 
Bu dava ne olur sorusunun yanıtını sanırız ki AKP de bilmiyor. Şu an için sürecin uzayacağı açık. Erdoğan için kendisine yönelen böylesi bir hareketi suçlamak çok güzel olurdu ama koca halk hareketini nasıl yargılayacak? On on beş kişiyi yargılamak ile toplumun yarısının itirazını ortadan kaldırabilir mi? Mümkün değil. Gezi bu ülkenin yakın tarihindeki en meşru halk ayaklanması olarak yazılı kalacak. Biz isterdik ki o halk ayaklanması nihai hedefini de belirleyebilsin, bugün kendisini yargılayanlardan kurtulabilmiş olabilsin. Olmadı ama yasa pusa battığımız sanılmasın. Toplumun her bir deneyimi başka yolların önünü açtı. Bundan sonra da bir çok deneyimin ışığı olacak. 
 
Gezi yargılamaları çeşitli biçimlerde devam etse de, buradan cezalar çıksa bile Gezi toplum nezdinde halkın en haklı itirazı olarak kalacak. Yeni Gezi’lerin yollarında buluşmak üzere.