Kafasını Kuma Gömene Fırtına Gelmez mi?

İki haftadır Peker’in videoları ve Soylu’nun cevapları konuşuluyor. Ortaya atılan iddiaların derecesi gün geçtikçe artıyor. Örtbas edilen cinayetler, görmezlikten gelinen uyuşturucu operasyonları, karakolda dövdürülen vekiller, ayda 10 bin dolar gönderilen siyasetçiler ve son olarak da Hürriyet gazetesinin basılmasını planlayanlar... Suç olan fiillerin listesi uzun. Bir de buna kirli ilişkileri ve organizasyonları, yani bunlara karışan polisleri, yargı mensuplarını ve siyasetçileri ekleyin. Gerçekten de bir mafya dizisinin birkaç sezonunu dolduracak kadar suç ortaya saçılmış durumda. 
 
Ama şu zamana kadar Soylu’nun şov için verdiği dilekçeler haricinde hiçbir hukuki sürecin başladığını da göremedik. Halbuki Türkiye’de mahkemeler muhalifler için en önleyici tedbirleri almaktan hiç çekinmez. Ev baskınlarından gözaltı ve tutuklamalara, ev hapislerine kadar tüm önlemler hızlıca alınırdı. Ama dağ kadar suç iddiasına karşılık bir tek soruşturma bile açılmadı, tek kişi bile ifade vermeye çağrılmadı. Bu saçma durum daha ne kadar sürecek merakla izliyoruz. Garip olan durum, siyasi iktidarın da bunu aynı şekilde izlemesidir.
 
Evet, kendini eleştirenlere bir gün içinde hakaret davası açan Erdoğan, kendi İçişleri Bakanı, vekilleri ve siyasi ortaklarıyla ilgili suçlamaları uzaktan izliyor. Ülkedeki küçük büyük her mesele ile, insanların günlük yaşamlarından gazetelerdeki haberlere kadar her meseleye dair bir fikri olan Erdoğan’ın bu konularla ilgili söyleyeceği tek şey yok. Verdiği tek bir talimat yok, çıkardığı tek bir kararname yok. Bahçeli de benzer durumda. O kadar mesele ile ilgili tek bir açıklama yapılmadı, tek bir tweet bile atılmadı. Büyük bir yanılgı içinde kafalarını kuma gömüp olayların kendilerine dokunmadan geçeceğini hesap ediyor olabilirler. Ama sonrasında ‘iktidarda biz varız’ diye kimseye anlatamazlar. Sokak röportajında konuşanları gözaltına aldıran ama bu meselerle ilgili tek adım atmayan yargıdan önce Adalet Bakanı, sonra hükümet, en son da iktidar ortakları Erdoğan ve Bahçeli sorumlu olacaktır.
 
Peker’in de, Soylu’nun da seviyeleri belli. Patlayan lağım önümüzden daha çok akacağı benziyor. Bu durum ‘Akar, akar, akar’ ve gelip geçer denemez elbette. Şu ana kadar bile bu meselelerden en çok yarayı siyasi iktidar almıştır, daha da alacak gibi görünmektedir.