Filistin'in Gerçek Dostları

İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları devam ederken geçen günlerde İtalya’dan gelen bir haber halkların gerçek kurtuluşunun nasıl gerçekleşeceğini bize tekrar hatırlattı. Fransa’dan İsrail’in Aşdod kentine giden silah dolu gemiye Livorno limanında da yükleme yapılacağının öğrenilmesi ile liman işçileri sendikası USB (Union Sindicale di Base) bir açıklama yaptı ve üyelerinin gemiye yükleme yapmayacağını söyledi. Geminin İtalya’daki bir sonraki durağı olan Napoli’de de İsrail işgaline karşı eylemlerde binlerce kişi toplandı.
 
Batı ülkeleri, İsrail’in Filistinliler üzerindeki tüm zulmüne rağmen işgale destek vermeye devam ediyor. Bunun arkasında elbette silah satışlarının da büyük etkisi var. İsrail’in işgali ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin sattığı silahlarla sürdürebiliyor. Bu devletlerin İsrail’e karşı tutumları ‘kendini savunma hakkının’ ve ‘bazı endişelerin’ dile getirilmesinden ibaret kalıyor ama silah satışları ve her türlü ticari faaliyet hiç duraksamadan sürüyor.
 
İtalya’daki silah yüklü geminin İsrail’e giden silahların çok küçük bir kısmı olduğu açık. Yine de liman işçilerinin açıklaması, işgale karşı enternasyonalist bir mücadelenin hangi imkanlara sahip olduğunu da tekrar gösteriyor. İşgal yalnızca İsrail’in sağcı hükümetlerinin iradesi ile değil, Batı ülkelerinin desteği ve Filistin’in yanında görünenlerin ikiyüzlülüğü ile de devam edebiliyor. Bu desteğin ve ikiyüzlü politikaların açığa çıkarılması ilk sırada olmalı. Ancak asıl etkili mücadele yöntemi, emekçilerin üretimden gelen güçlerini Filistin’deki işgalin devamını sağlayan her türlü ekonomik faaliyeti durdurmak için kullanmasıdır. İsrail’in savaş makinesi tüm dünyada emperyalizme olan bağlarıyla ayakta duruyor. Bu bağların kökünden ancak işçi sınıfı kesebilir. Filistin halkının ve ezilen tüm halkların kurtuluşu ancak işçi sınıfının emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadelesiyle gelecektir. Bunun nesnel sebebi işçi sınıfının iyiliği değildir. Savaştan çıkarı olmayan yalnızca işçi sınıfı olduğu içindir.
 
İsrail’e silah taşıyan tek bir geminin durdurulması bile AKP’nin tüm şovlarından daha gerçek bir siyasi eylemdir. Tek bir gemide gördüğümüz örnek bu dünyanın nasıl yönetilmesi gerektiğinin de örneğidir. Şimdi siz düşünün; dünyanın geleceğine silah CEO’ları ve uluslara bölünmüş sermaye sözcüleri mi kararı versin yoksa o silahları da, gemileri de üreten ama geçimini sağlamaktan daha fazla çıkarı hiç olamayanlar mı karar versin?