Meğer darbeye direnenler varmış

Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası içindeyiz. İlan edilen mücadele haftasının “uluslararası” olarak ifade edilmesine dikkatini çekmek isteriz. Devletin sistematik şekilde işlediği “gözaltına aldığı kişileri kaybetme” suçu pek çok ülkede yaşandı. Karşısında verilen mücadele evrensel bir değer oldu.

Arjantin’de darbe hükümeti tarafından gözaltında kaybedilenlerin yakınları Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı) Anneleri her hafta eylem yaptı. Bu eylemler tüm dünyada duyuldu. Türkiye’de bunun mücadelesini sürdüren Cumartesi Anneleri oldu. 12 Eylül darbesinin ardından gözaltına altında kaybedilen devrimcilerin mücadelesi Cumartesi Anneleri ile sistematik hale geldi..

Devlet açıkça öldürdüğünü kabul etmedi. Gözaltında kaybederek cinayetlerin sorumlusu olmayacağını düşündüler. Ama öyle olmadı. Gözaltında kayıpların olmadığı dönemde bile darbeyle hesaplaşmayan iktidarlar bunun sorumlusu oldu.

Cumartesi Anneleri 27 Mayıs 1995’ten beri gözaltındayken kaybedilen yakınlarının kemiklerinin nerede olduğunu sordu. Her hafta eylemler yaptı, gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sordu. Hükümetler değişti. Kimi iktidarlar siyaset sahnesinden silindi. Ama 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma bitmedi.

100 yaşına gelmesine rağmen mücadelesinden vazgeçmeyen Berfo Kırbayır bu mücadelenin sembolu oldu. Berfo Kırbayır ölmeden önce Cumartesi Anneleri adına Erdoğan’ın karşısına çıktı. Devlet Cemil Kırbayır’ı kaybettiğini kabul etmek zorunda kaldı. Mecliste Cemil Kırbayır’ın akıbetini araştırmak için komisyonlar kuruldu. Bu darbeyle hesaplaşmanın mücadelesiydi.

12 Eylül darbesini her genç devrimci kaybedişin, yılgınlığın hikayesi olarak dinledi. Oysa ki darbecilere teslim olmayanlar, direnenler vardı. Gözaltında kayıpların hesabını sorarak darbeye karşı direnenler var.

Bir gün size yılgınlığı, kaybetmeyi anlatan olursa ona zulme rağmen direnenler olduğunu anlatın. Cumartesi Annelerinin sistematik ve meşru mücadelesinin gözaltında kayıpların olmadığı günleri doğurduğunu söyleyin. Çünkü insanlığın aklı ve ümidi böyle ayakta kaldı.