Cengiz Holding bugün bayram seyran dinlemeden iş makineleriyle İkizdere’de girmeye çalıştı ancak yine orada yaşayan halkın tepkisiyle karşılaştı. Orada mücadele edenler makinelerin önüne geçerek durdurdular.
Geçtiğimiz günlerde de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu İkizdere’ye gitti. Halk açık açık ‘istemiyoruz’ demesine rağmen ne doğru düzgün dinledi ne de mantıklı argümanlar sundu. Ne diyor bakan? ‘2 sene bile dolmadan buradan çıkmayı taahhüt ediyoruz’, ‘10 tane ağaç varsa yerine 100 tane ağaç dikeceğiz’. Bölgenin eski haline getirileceğini iddia ediyor kısaca. İşlerin tam olarak böyle yürümeyeceğinin herkes farkında. Sadece 2 seneymiş. Orada yaşayan halk istemiyorsa orada 2 sene bile kalamazsın. Direnenler de durumun farkında zaten. ‘Bir ağaç kaç senede yetişiyor, farkında mısınız?’ diyor. Orada yaşayan, bir ağacın kaç senede yetiştiğini bilen, ekip biçen ve suyuna, doğasına sahip çıkanlar soruyor.
Bakan İkizdere’ye geldiği zaman bir toplantı gerçekleştirdi. Yayınlanan görüntülere göre bu toplantıda ikna olduğunu söyleyen birkaç kişi de vardı. Böyle durumlar yaşanabilir, normaldir. Orada yaşayan halk homojen bir topluluk değil. İkna olanlar olabilir ancak bu İkizdere’nin geri adım attığı anlamına gelmiyor. Hala direnmeye devam edenler ve taş ocağını istemeyenler var.
Bu iktidarın Karadeniz’e ilk girişi değil. Sadece Karadeniz’de değil ki, ülkenin dört bir yanında doğayı talan etmesiyle tanınan bir hükümet bu. Daha önce yapılan HES projeleriyle, Uzungöl’ü tahrip etmeleriyle, Salda gölüne iş makineleriyle girişmelerini hepimiz gördük. İnsanlar bunların hepsini görüyor ve neyin ne olduğunu biliyor. Olayın bir kalkınma masalından ibaret olduğunu anlıyor. Asıl önemli olan patronların cebinin doldurulması.
Bakandan aşina olduğumuz bir açıklama daha geldi. Direnen halkın provokasyona geldiği, yalanlarla kandırılmaya çalışıldığı gibi söylemlerde bulundu. Bu tür açıklamaları AKP kendisine her muhalefet edene terörist diyerek kimsenin dikkate almadığı sözler haline getirmeyi başardı. Zaten hep birileri birilerinin dolduruşuna geliyordur ve provokasyona kalkışıyordur. Muhalefet eden, direnen kimsenin aklı fikri yokmuş da öylesine gaza gelip eylem yapan insanlarmış gibi yansıtmakta AKP’nin en sık başvurduğu yöntemlerden biri. Orada direnen köylüler birilerinin oyununa gelmeden ormanına ve doğasına sahip çıkanlardır.