Sermayedar Bakanlar

Bir bakan ne için seçilir? Yetkili olduğu alanda halkın ihtiyaçlarını tespit etmek ve sorunları çözmek için oradadır değil mi? En azından olması gereken ve bize yansıtılan budur. ‘Koskoca devlet’ bunun için vardır en nihayetinde. Ancak gerçekte işlerin böyle yürümediğine özellikle de pandemi döneminde birçok kez şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz. Devletin attığı adımların halk sağlığı veya halkın iyiliği için olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu duruma verilebilecek binlerce örnek var. Son zamanlarda yapılan turizm açıklamaları, devletin turistlere uygulamadığı ancak kendi yurttaşına uyguladığı sokağa çıkma yasakları bu gerçeği gözler önüne seren en güncel örnekti.

İşin biraz da eğitim kısmına bakacak olursak yine aynı manzara ile karşılaşıyoruz. Tam kapanma adı altında yasaklar uygulanmaya başlayınca okullar tekrar uzaktan eğitime geçti. Son yapılan açıklamada da 10-11-12 Mayıs tarihlerinde ders yapılmayacağı ve öğretmenlerin idari izinli sayılacağı söylendi. Ardından Ziya Selçuğun kendi okulu olan Maya Koleji’nin uzaktan eğitime devam ettiği öğrenildi. Diğer birçok alanda olduğu gibi burada da eşitlikçi bir zemin korunmuyor. Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanı olarak aldığı kararlara özel okul sahibi bir sermayedar olarak uymuyor.

Maya Koleji’nin internet sitesinde şöyle bir gezinince öğrencisine önem veren, birçok farklı öncü uygulamayı hayata geçirmiş, bazı Oxford programlarını Türkiye'de uygulayan tek okul olmakla övünen bir eğitim kurumu ile karşılaşıyoruz. Aynı özen ve dikkati devlet okullarında görebiliyor muyuz? Elbette hayır. Bu uygulamaları bırakın, çocuklar daha derse girmesi için gereken tablet ve internete bile ulaşamıyorlar. Emekçi halkın çocuklarının yaşadığı bu sorunları çözmesi beklenen kişi ile Maya Koleji’nin sahibi aynı kişi. Sermaye sahibi bir bakan önceliği elbette kendi okullarına yani sermayesini daha da büyütmeye veriyor. Öncelik internete ulaşamayan çocuklar değil, Maya Koleji’ne giden çocukların velilerinin memnun edilmesi.

Sadece Ziya Selçuk değil neredeyse tüm bakanlar bir özel şirket sahibi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Medipol hastanelerinin, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ETS TUR’un sahibi. Bizzat devletin içerisindeki isimlerin aynı zamanda özel şirket sahibi olmaları elbette tesadüf değil. Devlet, sermayenin çıkarlarını yani doğrudan bir sınıfın çıkarlarını korumak için vardır. Birbirinin arkasını kollayan bu iki yapının bu kadar içli dışlı olması da elzemdir. Bu durumun somut karşılığı olarak da pandemi döneminde özel şirketler karına kar katmaya devam ederken emekçi halkın çocukları ise eğitime ulaşamadı.