Temelsiz ‘Tam kapanma’ kararının sonuçlarını görmeye devam ediyoruz. Semt pazarları kurulamayınca çiftçilerin elinde kalan ürünler çöpe atılmak zorunda kaldı. Ürünler bozulmuş mu? Hayır. Peki bunları yiyecek kimse mi yok? O da hayır. Aksine ihtiyaç çok, ama dağıtacak bir sistem yok. Yani çiftçinin ürününü satın alacak biri yok, çiftiçinin ne nakliyeye ne de saklamaya imkanı yok. Bulunduğu şehirde bedavaya dağıtmak istese bile buna izni yok.
Bu sorunu yalnızca AKP’nin saçma kararlarının sonucu olarak ele almamak gerekir. Güncel olarak gördüğümüz şey, serbest piyasa mantığına göre her an yaşanabilecek bir durumdur. Çünkü üretim ihtiyaçlara göre yapılmaz, ihtiyacı olanlara dağıtılmaz. Serbest piyasadaki müşteriler için yapılır. Eğer bu müşteriler, yani bir ürünün pazarı bir şekilde kısıtlanmışsa yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Tedarik zinciri çalışmaz, ürünler saklanamaz ve taptaze gıdalar çöpe dökülmek zorunda kalır. Bu durumdan hem ürünlerinden bir gelir elde edemeyen çiftçiler zarar görür, hem de kendileri gıdaya ulaşamazken tonlarca meyve sebzenin çöpe döküldüğünü izleyenler...
AKP daha geçen haftalarda satılamayan patates ve kuru soğanı devlet eliyle satın alarak yoksullara dağıtmıştı. Ama şimdi ne alabildi, ne dağıtabildi. Çünkü plan programları iki günlük propaganda çalışmasına göre ayarlanmıştı. 17 günlük tam kapanmayı birkaç sayfa ferman ile halletmeyi düşünenler elbette çöpe dökülecek sebze meyveyi düşünmedi. Hala o gıdaya muhtaç olanları da düşünmedi. Sonuç ortada.
Böyle durum ancak kapsamlı planlamalar ile aşılabilir. Çünkü serbest piyasa hiçbir zaman insanların ihtiyacına göre şekillenmez. Bir kuraklığa ya da bir bolluğa göre plan yapılmaz. Konu serbest piyasadaki dalganmalara bırakılır. İnsan aklı ise plan program yapılabileceğini, üretimin ihtiyaçlara göre şekillendirilebileceğini defalarca gösterdi. Serbest piyasaya, yalnızca kar odaklı kapitalizme mahkum değiliz.