Kapitalizmden Alacaklıyız

Günümüzde AKP iktidarının insanları getirdiği nokta borçlanarak yaşamak. Kime sorarsanız sorun herkesin borcu var. Herkes çektiği kredilerle hayata tutunmaya çalışıyor. Artık çoğu kişi içinde bulunduğu ayın harcamalarına para yetiştiremediği için bir sonraki ayın kredisini harcıyor. Devamlı bir ekonomik baskı ile yaşanıyor çünkü insanlar buna mecbur bırakılıyor. Çevreden, bulunamazsa da bankalardan borç alınmak zorunda. Hayatta kalmak için borçlu olmaya mahkum edildik. Kimi zaman arkadaştan istenen borç aramızın açılmasına dahi sebep olabiliyor. Herkesin telefonunda açmaması gereken, ‘Ararsa açma’ şeklinde kaydettiği veya engellediği numaralar var. Borçlar her an hatırlatılıyor. Arayarak, mesajlar atılarak sürekli psikolojik baskı kuruluyor.  

AKP iktidarının getirdiği noktada Türkiye bir borç cehennemine dönmüş durumda. Bu borçluluk hali, insanların sosyal ve siyasal yaşamlarını baltalıyor. İktidar da bu borçluluk hali üzerinden bir çeşit sadaka ilişkisi kurmaya çalışıyor. İster yardımlarla, ister kredilerle bu borçluluk durumu toplumun büyük kesimleri üzerinde bir cendereye dönüştürülüyor. Peki bu sadaka ilişkisi devam edemezse? Güncel ekonomik krizde işte bu ilişki sürdürülemiyor, bu nedenle borçluluk halinin kötü etkileri de katlanarak artıyor.


Emekçi halkı borçlara mahkum edenin kapitalizm olduğunu asla unutmamalıyız. Sürekli yakasında bankaların ve icra takip memurlarının ısrarıyla yaşamak zorunda bırakılan insanların kapitalizme hiçbir borcu yoktur. Bu düzenden alacaklı olan biri varsa o da emekçi halktır.