İstanbul’da aylardır belediyeler düzeyinde bir tartışma sürüyor. İBB kentteki Halk Ekmek büfelerinin sayısını arttırmaya çalışıyor, AKP’li belediyeler ise önce belediye meclisinde, şimdi de ilçe belediyelerinde oyalama ve fiili engellerle büfelerin kurulumuna karşı çıkıyor.
2019 yılında açıkladığımız yerel yönetim programımızda söylediğimiz gibi, belediyeler Halk Ekmek gibi kurumlarla et, süt, giysi gibi temel ihtiyaç ürünlerini üretmeli ve ucuza halka ulaştırmalıdır. Bir de bu mantıklı fikre karşı çıkanlar vardır tabi. Onlar kamuya ait bir üretimin ve halkın ihtiyaçlarının ucuz bir şekilde karşılanmasının serbest piyasayı kötü etkileyeceğini, en sonunda serbest piyasanın çok önemli dengeleri bozulacağı için ekonominin çok kötü hallere düşeceğini söylerler. Zamanında ‘Devlet kumaş mı üretsin’ diyerek Sümerbank’ın kapatılmasını ve her türlü özelleştirme hamlesini savunmuşlukları vardır. Neyse ki ekonomik kriz bu boş konuşmaları bir derece bitirmiştir.
Şimdi ise AKP işte bu görüş ile Halk Ekmek büfelerini engellemeye çalışmaktadır. Fikirlerini sesli olarak dile getiremiyorlar ancak fırıncı oda ve derneklerinin şikayetlerinin arkasındaki görüşü biz yakından tanıyoruz: ‘Ucuz olursa piyasanın dengesi bozulur, kar edemeyiz’.
Serbest piyasada elde edilen karları halkın ihtiyaçlarının önünde gören liberallerle ve piyasa ekonomisinin uygulayıcısı AKP politikalarıyla her fırsatta mücadele edilmelidir. Üsküdar’da kurulacak bir Halk Ekmek büfesinin engellenmesine tepki gösteren halk her zaman olduğu gibi konuyu net bir şekilde özetlemiştir: Halk Ekmek kurulmasını istemiyorsanız fırınlardaki ekmekleri 1 lira yapın. Buna şu cümleyi de ekleyebiliriz: Ekmeği 1 lira yapamıyorsanız da defolun.