Lüks bir araba içinde uyuşturucu kullanırken görüntülerinin ortaya çıkmasıyla gözaltına alınan, ‘pudra şekeriydi’ deyince bırakılan, yanındakilerin uyuşturucu kullanıldığını teyit etmesiyle yeniden gözaltına alınan Kürşat Ayvatoğlu… Suç bireysel değil mi? ‘AKP’liler uyuşturucu kullanıyor’ mu diyeceğiz? Ya da Soylu’nun dediği şekilde ‘Herkesin GBT’sine mi bakılacak?”. Suç yargı sistemi içinde bireyseldir, evet. ‘AKP’liler uyuşturucu kullanıyor’ denemez, evet. Herkesin her yerde GBT’sine bakılamaz, evet.
Peki AKP tüm bu söylemleri tutarlı bir şekilde savunabilir mi? Hayır. Şarkılarında uyuşturucu iması var diye rapçileri yargılayan yargı AKP’nin yargısıdır. En küçük memurluklara girişte bile türlü çeşitli güvenlik soruşturması isteyen AKP’dir. Hukuksuzca KHK’larla binlerce kişinin memuriyetine son verip bir daha iş bulamamalarını sağlayan ve tüm ailelerini fişleyen AKP’dir. Ayvatoğlu’nu savunmaya ve durumu hafifletmeye çalışan AKP’lilerin tutarsızlıkları gökteki güneş gibi parlıyor ve saklanamıyor.
Tüm bunlara ek olarak, Ayvatoğlu ulaştığı imkanlar ve içinde bulunduğu gayrimeşru ilişkiler bakımından yalnız değildir. AKP’nin kendinden olanı koruma alışkanlığı açıkça bu türde bir kadrolaşma yaratmıştır. Ayvatoğlu yalnızca bunun orta kademedeki bir örneği. Yalnızca kendi lüks yaşamı için hızlıca çıktığı basamakları kullanmış görünüyor. Ayvatoğlu örneğinin hem nicelik, hem de nitelik anlamında buzdağının görünen kısmı olduğu da açık.
İşte tüm bunlar zaten siyasal durumun bir örneğidir, Soylu’nun iddia ettiği gibi ayrıca ‘siyasallaştırılmasına’ gerek yok. Neyseki bu ‘siyasallık’, kimsenin saklayamayacağı kadar büyük bir çürümüşlük şeklinde kamuoyuna yansımıştır.