Göçmenlerin Yanında, Düzenin Karşısındayız

Göçmen karşıtlığı ülkede geniş kesimler tarafından hiçbir sorun görmeden benimseniyor. Sayılarının son yıllarda daha da artmasıyla Suriyeli, Afgan ve Paki göçmenler kamuoyu tarafından daha çok görülüp duyuluyor, çeşitli düzeyde dezenformasyonlarla göçmen karşıtlığı sürekli güncel tutuluyor. Ancak göçmen karşıtlığını tetikleyen haber, yorum ve söylemlerin ortalama bir sağ siyaseti sürdürmenin ötesinde amaçları var gibi görünüyor.

Geçen yıl da örneklerini gördüğümüz şekilde göçmenlerin çeşitli toplantı ve buluşmaları, bağlamından koparılmış haberler ve küçük çaplı kavgaların görüntüleri kesilip biçiliyor, çarpıtılarak mevcut göçmen karşıtlığını harlamak ve yüzeye çıkarmak için kullanılıyor. Gündeme çoğunlukla sosyal medya aracılığıyla yapılan bu tür müdahaleler, asıl olarak güncel siyasi konumları ve tarafları milliyetçi bir baskıyla sıkıştırma amacında. En uç noktada da provokatif saldırılara zemin hazırlayarak ‘derin’ müdahalelerin kapısını açıyor.

Bunun son örneği Ümit Özdağ ve Zafer Partisi oldu. Son birkaç haftada büyük bütçeler gerektirecek şekilde sosyal medya kampanyaları yapıldı, Özdağ ve partisi öne çıkarıldı. Buna göçmenlerle ilgili provokatif haberler eklendi. Siyasi iktidarın da, Millet İttifakı’nın da göçmen politikalarının yetersizliği bolca anlatıldı, Özdağ’ın ırkçı politikaları bolca propaganda edildi. Kamuoyunda zaten var olan göçmen karşıtlığı köpürtüldü.

Geçen yıl yine aynı türde bir çalışma, Ankara Altındağ’da göçmenlere yönelik saldırılarla sonuçlanmıştı. O dönem de gündem şimdiki gibi yoğundu. Türkiye’nin askeri olarak ABD adına Afganistan’da kalması masadaydı. Sedat Peker’in ifşalarının etkisi sürüyordu, Yüksek Askeri Şura toplantısında yapılacak olası tasfiyeler ve anlaşmalar konuşuluyordu. Göçmenlerle ilgili yapılan provokasyonların bu gündemlerle bağı olmasının ihtimali çok yüksek.

Bugün yine siyasi iktidarın bir o bir bu yana salvolarla ilerlediği uluslararası bir Ukrayna meselesi var. Siyasi iktidar dışarıda yeni anlaşmalar yapıyor, kaygan konumlar değişiyor. İçeride ise Millet İttifakı genişlemeye çalışıyor, yeni seçim yasası farklı ittifak biçimlerini gündeme getiriyor. Hepsinden önemlisi ekonomik kriz tüm düzen partilerini köşeye sıkıştırıyor. Böyle bir süreçte yine planlı bir şekilde kışkırtılmış göçmen karşıtlığının belli odaklar yararına siyasi gündemi etkilemeye çalıştığı açık.

Tüm bu hamleler göçmenlerin yaşamları, hakları ve daha iyi bir hayat umutları pahasına yapılıyor. Düzenin farklı parçaları göçmenleri kendi çıkarları için hedef göstermekten çekinmiyor. Bizler elbette ülkelerindeki savaşlardan, yoksulluktan ve felaketten kaçmak zorunda kalanların, yani emperyalist kapitalist sistemin sonuçlarından zarar görenlerin tarafında; göçmenleri iç ve dış politikada pazarlık unsuru olarak kullananların, hedef gösterenlerin ve haklarını tanımamayı planlayanların da karşısında olacağız.

*Göçmenlerle ilgili daha önceki yazılar için:

https://yoldas.biz/analiz/583/gocmenler-misafirimiz-degil-kardeslerimiz


https://yoldas.biz/analiz/599/duzenin-gocmenlere-bakisi-ya-kolelik-ya-irkcilik

https://yoldas.biz/guncel/594/akpye-yeni-gorev-gocmenleri-durdur