Tüm ülkede etkili olan kar yağışı ve içinden geçtiğimiz kara kış önümüze ülkenin kapsamlı bir tablosunu çıkarıyor. Bir tarafta sözde Avrupa’nın kıskandığı havalimanları ve yollar kullanılmaz hale geliyor. Diğer tarafta doğalgaz temininde yaşanan sorunlar nedeniyle organize sanayi bölgelerinde elektrik kesintileri yapılıyor. Hepsinin ötesinde ise emekçi halk kara kara faturalara yapılan zamların, kat kat enflasyonun altından nasıl kalkacağını düşünüyor.
Kar yağışının Antep ve İstanbul’da yarattığı manzara, alışılmışın azıcık dışında doğa olaylarının bile ne tür büyük sonuçları olduğunu gösterdi. Şehirlerdeki tüm ulaşım durdu, araçlar ve yurttaşlar yollarda saatlerce kilitlendi, havalimanları ve çok şeritli otoyollar kullanılmaz hale geldi. Kar yağışıyla daha büyük felaketlerin yaşanmaması sadece bir şans. Yaşansaydı gerekli müdahale yapılabilir miydi şüpheli. Önlem ve müdahalelerle ilgili tartışmalar sığ bir seviyeden, ‘O yol sana, bu yol bana bağlı’ diye yapılıyor ancak ortadaki koca boşluklar kişilerin değil bütün işleyişin sorunları.
İkinci tablo organize sanayi bölgelerinden. İran’dan gelen doğalgazın kısıtlanması ile fabrikalarda 72 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor. Patronlar isyan ediyor, kendi işkollarına istisna yapılması için bakanlara yalvarıyor. Çünkü makinelerin bir gün durması yalnızca bir günlük kayıp anlamına gelmeyecek. Dev makinelerin durması, fırınların sönmesi gerekecek. Üretim duracak, kar da düştükçe düşecek. Patronlar kardaki düşüşü emekçilerden çıkarmaya çalışacak. Bu durumun iktidarın iddiasına göre üretimin artacağı ve enflasyonun bu şekilde düşeceği dönemde yaşandığını da unutmayalım. Bu haftadan sonra doğalgazdaki sorunlar çözülecek mi o da belirsiz.
En önemlisi ise kara kışın emekçi halkın üzerindeki yüklü faturalarla ve enflasyonla sürmesi. Siyasi iktidarın asgari ücrete davullu zurnalı yaptığı zammı yalnızca doğalgaz ve elektrik faturaları bile eritti. Bütün ürünlerdeki ancak özellikle gıdadaki zamlar geçim şartlarını gittikçe zorlaştırıyor. AKP sözcülerinden enflasyon oranının tek rakamlı hanelere düşmesinin beklendiği haberleri geliyor. Bu nasıl mümkün olacak belli değil. Aylık oranlar düşse bile şu ana kadar yapılan artışların geri dönmeyeceği kesin, emekçi halk bunları karşılamaya nasıl devam edecek o da belli değil.
Ortaya koyduğumuz tabloda siyasi iktidarın iyileşme iddialarının boşluğu ve sorunların derinliği görünüyor. Her mevsim, her yeni dönem kendi çözülemeyen krizleri ve problemleriyle geliyor. Siyasi iktidar arada toplumsal muhalefeti hedef alıp çıkışlar yapabiliyor ancak herkesin gözleri önünde çıkan genel sorunların altında kalıyor. Siyasi iktidarın bu döngüyü kırma ihtimali yakın vadede gözükmüyor.